Translation of "Bulunan" in Russian

0.009 sec.

Examples of using "Bulunan" in a sentence and their russian translations:

Savaşçı özelliği bulunan

воин

Soğurken, içerisinde bulunan

как это остынет,

bulunan bir köye götürmek.

в отдаленную деревню прямо в сердце джунглей.

Solunda bulunan aletleri kullan.

Используйте инструменты, находящиеся слева от вас.

Çantamda bulunan şekerleme sıcakta eridi.

Конфета в моей сумке растаяла на жаре.

- Macaristan Orta Avrupa'da bulunan bir devlettir.
- Macaristan, Avrupa'nın ortasında bulunan bir ülkedir.

Венгрия - государство, расположенное в Центральной Европе.

şu anda bulunan Ayasofya, 3. Ayasofya'dır

Собор Святой Софии, в настоящее время расположенный, является 3-м собором Святой Софии.

Mozaiklerde bulunan meleklerin sırrı hala çözülemedi

Тайна ангелов в мозаиках до сих пор не раскрыта

Meksika, Kuzey Amerika'da bulunan bir ülkedir.

Мексика - государство в Северной Америке.

Uçakta bulunan beş yüz yolcu vardı.

На борту самолёта находилось пятьсот пассажиров.

Vaatlerde bulunan tek kişi ben değildim.

Я был не единственным, кто давал обещания.

Bu, o çölde bulunan bir hayvandır.

- Это животное, которое мы нашли в той пустыне.
- Это животное, которое водится в той пустыне.

Macaristan, Avrupa'nın ortasında bulunan bir ülkedir.

Венгрия - государство, расположенное в Центральной Европе.

"Anlam, madde aleminde bulunan bir şey değildir;

«Смысл не в материальных вещах.

Kilimanjaro, Tanzanya'da bulunan ve uyuyan bir yanardağdır.

Гора Килиманджаро - спящий вулкан, расположенный в Танзании.

Içeride bulunan işlemeler ince bir sıva ile kapatıldı

вышивки внутри были покрыты тонкой штукатуркой

Sana çok nadir bulunan bir şey vermek istiyorum.

Я хочу дать вам что-то редкое.

Bunun sebebi sabunun içinde bulunan iki yönlü moleküllerdir.

Это происходит потому, что внутри мыла есть двусторонние молекулы.

Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.

Отражающий слой оболочки глаз льва усиливает небольшое количество света.

Bunlar üç yıldır terörist izleme listesinde bulunan iki kardeşti.

двумя братьями, которые три года числились в списке опасных террористов.

şu anda bulunan 3. sü, 2. sinin üzerine yapıldı

3-е место в настоящее время на вершине 2-го места

Türkiye de bulunan siteler bu kelimeleri de içerisinde bulundurdu.

Турция также была найдена на сайтах, содержащих эти слова.

Andorra, İspanya ve Fransa arasında bulunan küçük bir prensliktir.

Андорра - небольшое княжество, расположенное между Испанией и Францией.

Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.

На столе стояла тарелка с яичницей из трёх яиц.

Hacker şirketin veri tabanında bulunan hassas dosyalara erişimi kazandı.

Хакер получил доступ к конфиденциальным файлам в базе данных компании.

Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.

Ого, огромная пещера, ведущая в глубину горы.

40 günü aşkın bir seyahat dönemi bulunan Çin yeni yılında,

В течение 40 дней празднования Китайского Нового Года

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

Зеркалообразные клетки в ее глазах усиливают небольшое количество света.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

Его глаза, состоящие из тысяч крошечных линз, не упускают ни один луч света.

Japon bayrağı merkezde güneşi temsil eden kırmızı bir daire bulunan beyaz bir dikdörtgendir.

Японский флаг представляет собой белый прямоугольник с красным кругом в центре, символизирующим солнце.

Tom bilgisayarda bulunan dahili hard diskteki tüm dosyaları harici bir hard diske kopyaladı.

Том скопировал все файлы со своего жесткого диска на внешний жесткий диск.

- Tom çocukken, evde bulunan tek kitap İncil'di.
- Tom bir çocukken evdeki tek kitap bir İncildi.

Когда Том был ребёнком, единственной книгой в доме была Библия.

Polis, terk edilmiş araba ile üç kilometre uzakta bulunan ceset arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor.

Полиция заподозрила, что есть какая-то связь между брошенным автомобилем и найденным в трёх милях от него трупом.

- Kazan'da bulunan Esperanto Caddesi'nin yakında ismi değişecek.
- Yakın bir zaman içerisinde Kazan şehrindeki Esperanto Caddesi yeniden adlandırılacak.

Скоро улица Эсперанто в Казани будет переименована.

Albay Yuri A. Gagarin 9 Mart 1934'te Rusya'da Moskova'nın batısındaki bölgede bulunan bir kolektif çiftlikte doğdu.

Полковник Юрий Александрович Гагарин родился 9 марта 1934 года в колхозе, в области, расположенной к западу от Москвы.

Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar ve tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

И произвела земля зелень, траву, сеющую семя по роду ее, и дерево, приносящее плод, в котором семя его по роду его. И увидел Бог, что это хорошо.

İşte yeryüzünde tohum veren her otu ve tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.

И сказал Бог: "Вот, Я дал вам всякую траву, сеющую семя, какая есть на всей земле, и всякое дерево, у которого плод древесный, сеющий семя, — вам сие будет в пищу".

Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar ve türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu.

И сказал Бог: "Да произрастит земля зелень, траву, сеющую семя, дерево плодовитое, приносящее по роду своему плод, в котором семя его на земле". И стало так.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.

Тот домик выглядит в точности как домик, в котором жила моя бабушка, когда была маленькой девочкой, — окружённый яблонями дом на холме, покрытом ромашками.

- Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.

Некоторые держат до́ма диковинных животных.