Translation of "Imkansızdır" in Russian

0.017 sec.

Examples of using "Imkansızdır" in a sentence and their russian translations:

- O, yapılması imkansızdır.
- Onu yapmak imkansızdır.

Это невозможно сделать.

Mutlu olmamız imkansızdır.

мы не сможем быть счастливыми.

Havasız yaşamak imkansızdır.

Без воздуха жить невозможно.

- O, imkansızdır.
- Olmaz.

Это невозможно.

Susuz yaşamak imkansızdır.

- Невозможно жить без воды.
- Невозможно прожить без воды.

Tom'u yenmek imkansızdır.

Тома невозможно победить.

Söylediğine inanmam imkansızdır.

Я не могу поверить в то, что вы говорите.

Onun yazısını okumak imkansızdır.

Его почерк невозможно разобрать.

Bu benim için imkansızdır.

Мне это не под силу.

Algılama olmadan yaratmak imkansızdır.

Нельзя постичь, не воспринимая.

Depremleri önceden bilmek imkansızdır.

Землетрясения невозможно предсказать.

O fiziksel olarak imkansızdır.

С точки зрения физики это невозможно.

O, fiziksel olarak imkansızdır.

Это физически невозможно.

O benim için imkansızdır.

Для меня это невозможно.

Onu belirlemek neredeyse imkansızdır.

Это почти невозможно определить.

Güneş olmadan hayat imkansızdır.

Без солнца жизнь невозможна.

Onun önemini önemle vurgulamak imkansızdır.

Невозможно переоценить его важность.

Biz affedebiliriz fakat unutmak imkansızdır.

Можно простить, но забыть - невозможно.

Onun el yazısını okumak imkansızdır.

- Её почерк невозможно прочесть.
- Её почерк невозможно разобрать.

Sigarayı bırakmak onun için imkansızdır.

Он не в состоянии бросить курить.

Bir çatalla çorba yemek imkansızdır.

Не получится есть суп вилкой.

Bunun mümkün olduğunu kanıtlamak imkansızdır.

- Невозможно доказать, что это возможно.
- Доказать, что это возможно, невозможно.

Onun yeni teoriyi anlamasını sağlamak imkansızdır.

Невозможно заставить его понять новую теорию.

Bir ay içinde İngilizce öğrenmek imkansızdır.

- Невозможно выучить английский язык за месяц.
- Английский выучить за месяц нереально.

Böyle bir gürültüde ders çalışmak imkansızdır.

Невозможно заниматься при таком шуме.

- Bu neden imkansız?
- O neden imkansızdır?

Почему это невозможно?

Tom'un el yazısını okumak neredeyse imkansızdır.

Почти невозможно разобрать почерк Тома.

Borsayla uğraşan insanlar bilir. Bu neredeyse imkansızdır.

Люди, которые имеют дело с фондовым рынком, знают. Это почти невозможно.

Bu ovada sürpriz bir saldırı neredeyse imkansızdır.

На этой равнине внезапная атака почти невозможна.

Su olmayan bir yerde kamp yapmak imkansızdır.

Нельзя разбивать лагерь там, где нет воды.

Benim yarına kadar dönem ödevimi bitirmem imkansızdır.

- Просто невозможно доделать курсовую работу к завтрашнему дню!
- Просто невозможно закончить курсовую работу к завтрашнему дню!

Roma'da bütün görülecek yerleri bir günde görmek imkansızdır.

Невозможно увидеть всё в Риме за день.

- Benim sorunu çözmem mümkün değildir.
- Problemi çözmek benim için imkansızdır.

Я не могу решить эту проблему.

Eğer bir zaman makinesi yoksa, birinin annesinden daha yaşlı olması imkansızdır.

Никто не может быть старше своей матери, если у него нет машины времени.

Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.

Независимо от наших стараний, мы не в состоянии отличить хороших людей от плохих по их внешности.

- Öyle yapmam imkansız.
- Benim öyle yapmam imkansızdır.
- Öyle yapmak benim için imkansız.

Для меня это невозможно.

Evrimin bilimsel gerçeği o kadar büyük bir çoğunlukla kuruldu ki onu çürütmek neredeyse imkansızdır.

Научная достоверность эволюции так твёрдо установлена, что её практически невозможно опровергнуть.

- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.

Простые числа — как жизнь: подчинены строгой логике, и всё же познать правила невозможно, даже если думать и думать об этом всё своё время.