Translation of "Ağacı" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Ağacı" in a sentence and their spanish translations:

- Tom ağacı kesti.
- Tom ağacı keserek devirdi.

Tom taló el árbol.

Ağacı kim dikti?

¿Quién plantó el árbol?

Koko, ağacı seçti.

Koko eligió el árbol.

Ağacı kim ekti?

¿Quién plantó el árbol?

Bakın, bir köknar ağacı.

Miren, un pequeño abeto.

Bahçesindeki bir ağacı kesti.

Él taló un árbol en su jardín.

Bahçeme elma ağacı diktim.

- Yo he plantado un manzano en mi jardín.
- Yo planté un manzano en mi jardín.

Fırtına bir ağacı devirdi.

La tormenta tumbó un árbol.

Yeterli muz ağacı yok.

No hay suficientes bananos.

O bir limon ağacı.

- Ese es un árbol limonero.
- Eso es un limonero.

O bir köknar ağacı.

Eso es un abeto.

Bu ağacı diken benim.

- Soy yo quien plantó este árbol.
- Yo soy el que plantó este árbol.

- Bu ağacı budayamam. Çok uzun.
- Bu ağacı budayamam. Çok yüksek.

No puedo podar este árbol. Es demasiado alto.

Tom bahçesine üç elma ağacı ve bir şeftali ağacı dikti.

Tom plantó tres manzanos y un melocotonero en su jardín.

Bakın, küçük bir köknar ağacı.

Miren, un pequeño abeto.

Onun bir ağacı kestiğini gördüm.

- Lo vi serruchando un árbol.
- Le vi serrando un árbol.

Bizim elma ağacı çiçek açıyor.

Nuestro manzano está floreciendo.

Bir meşe ağacı kadar güçlü.

Fuerte como un roble.

O, bahçesindeki bir ağacı kesti.

- Ha talado un árbol en el jardín.
- Él taló un árbol de su jardín.

Huş ağacı yaprakları zaten sarardı.

Las hojas de abedul ya se han vuelto amarillas.

Ben bir portakal ağacı dikiyorum.

Estoy plantando un naranjo.

Bir portakal ağacı portakal sağlar.

Un naranjo da naranjas.

Bahçende kaç elma ağacı var?

¿Cuántos manzanos hay en vuestro huerto?

Bahçede birçok elma ağacı var.

Hay muchos manzanos en el jardín.

Tom bahçesindeki bir ağacı kesti.

Tom taló un árbol en su patio.

Bahçeme bir elma ağacı diktim.

- Yo he plantado un manzano en mi jardín.
- Yo planté un manzano en mi jardín.

Bir yıldırım uzun boylu ağacı vurdu.

Un rayo dio en el árbol alto.

Kanadalı ağacı bir baltayla kesip devirdi.

El canadiense taló el árbol con un hacha.

Meşe ağacı fırtınadan sonra ayakta kaldı.

El roble siguió erguido después de la tormenta.

Daha önce Noel ağacı diktin mi?

¿Has puesto ya el árbol de Navidad?

Bahçedeki armut ağacı çok meyve verir.

El peral del jardín da mucha fruta.

Bahçede yaşlı bir kiraz ağacı var.

Hay un cerezo viejo en el jardín.

Tom'un bahçesinde üç elma ağacı var.

Tom tiene tres manzanos en su jardín.

Eve giderken Noel ağacı ışıklarını kapatın.

Apaga las luces del árbol de Navidad cuando salgas de casa.

Bu ağacı üç yıl önce diktim.

Planté este árbol hace tres años.

Kırk Meyve Ağacı için kırk sayısını seçtim

Elegí el número 40 para el Árbol de 40 frutas

Bir balta ile büyük ağacı kesip devirdi.

Él derribó el gran árbol con un hacha.

Şeftali ağacı çiçek açtığı zaman çok güzeldir.

- El duraznero es bello cuando florece.
- El melocotonero es hermoso cuando está en flor.

Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.

- El jardinero plantó un rosal en medio del jardín.
- El jardinero sembró un rosal en medio del jardín.

Yaklaşık 80 farklı türde mangrov ağacı vardır.

Hay aproximadamente 80 diferentes clases de árboles de mangle.

Babam bu ağacı benim doğduğum yıl dikti.

- Mi padre plantó este árbol el año en que nací.
- Mi padre plantó este árbol el año en el que yo nací.

- Bu bir çam.
- Bu bir çam ağacı.

Eso es un pino.

Eskiden evimin önünde büyük bir çam ağacı vardı.

Solía haber un gran pino en frente de mi casa.

Bu büyük ağacı tek başına kestiğin doğru mu?

¿Es verdad que talaste este árbol gigantesco tú solo?

Bir misk kedisi bu ağacı sahiplenmek için elinden geleni yapıyor.

Una civeta de palmera común se esfuerza por reservarse este árbol.

Tom ön bahçesindeki o ağacı kesmek istiyordu, ama Mary bunu istemiyordu.

Tom quería cortar ese árbol en su patio delantero, pero María no quiere que lo corten.

Bir ağacı büyütmek yıllar alır, ve ama onu kesmek saniyeler sürer.

Tarda años en crecer un árbol, y sin embargo tarda segundos en cortarlo.