Translation of "Alakalı" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Alakalı" in a sentence and their spanish translations:

Alakalı mı?

¿Es relevante?

Işle alakalı diyelim!

¡Digamos que está relacionado con los negocios!

Bağışıklık sisteminizle alakalı genler,

eran genes asociados al sistema inmunológico,

Kalpler ve zihinlerle alakalı.

Son corazones y mentes.

Doğum ise bedenle alakalı.

Mientras que el trabajo está asociado con el cuerpo.

Avrupa'da internetle alakalı bir konuşma,

en la que una conversación sobre internet

Daha çok bütün hissetmekle alakalı.

y más al sentirse completas.

Kendi vücudunuzun uzmanı olmakla alakalı.

de ser expertas del propio cuerpo.

Motivasyonla alakalı bir sürü şey var,

Se puede hablar mucho de motivación,

Sosyal düzenle alakalı iyi olan şey,

Pero lo bueno de las construcciones sociales

Ama bu sadece sihirle alakalı değil.

Pero no se trata solo de magia.

Ve bugünkü damga ise yalnızlıkla alakalı.

Y el estigma que está ahí hoy es hablar sobre la soledad.

Siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.

sino simplemente con donde estemos en el espectro político.

Çünkü ırkçılık hislerle değil, davranışlarla alakalı.

porque el racismo son comportamientos, no sentimientos.

Onun siyasi skandalla alakalı olduğu söyleniyor.

Dicen que él tiene algo que ver con el escándalo político.

Mahremiyetle alakalı en ufak bir beklenti yoktu.

Había entre poca y ninguna expectación de privacidad.

Programla alakalı her şeyi söylemektense, ki söyleyeceğim,

En vez de contarles más sobre el programa, que creo que lo haré,

Toplantı konusuyla alakalı olan tutkunun göstergesi olduğundan.

Era la forma de mostrar pasión por el tema.

Veri ve gizlilikle alakalı bir konuşma demek.

es básicamente una conversación sobre información y privacidad.

Ve her biri ile alakalı bir soru sordum.

y les hacía una pregunta que se correspondía con cada una.

Ve sadece günlük hayatımızla alakalı olanları nasıl seçebilirim?"

y seleccionando únicamente aquellos que fuesen relevantes para la vida diaria.

Vücudumuzun nasıl çalıştığıyla alakalı bize birçok veri veriyorlar.

pues nos dan mucha información nueva sobre cómo funciona nuestro cuerpo.

Bu sadece bizim ne kadar ilerleme kaydedebileceğimizle alakalı.

Es cuestión de hasta dónde podemos avanzar.

O konu düz dünyayla ilgili değil, ufolojiyle alakalı

No se trata del mundo plano, se trata de la ufología

Bu neye inandıklarıydı ve siyah-beyazla alakalı değildi.

Es lo que creían, y no era algo de negros versus blancos:

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

También se trata de cómo somos influidos a diario.

Ve avlanmayı basit bir refleks haline getirdiği ile alakalı.

y convierte la caza en un simple reflejo.

Kötü beslenme veya başka bir şeyle alakalı bir ifade değil.

Esto no es una declaración sobre desnutrición u algo así.

Bu sadece kadınların daha çok, daha iyi cinsellik yaşamasıyla alakalı değil.

En el fondo, no se trata de que las mujeres practiquen más sexo o mejor,

Bu, kadınların da erkekler kadar orgazm olduğundan emin olmakla alakalı değil.

ni de que las mujeres tengan tantos orgasmos como los hombres.