Translation of "Avrupa" in Spanish

0.021 sec.

Examples of using "Avrupa" in a sentence and their spanish translations:

Avrupa ülkeleri...

Y los países europeos

Avrupa krizde.

Europa está en crisis.

Avrupa etrafında dolaştım.

Viajé por Europa.

Avrupa bir kıtadır.

Europa es un continente.

Tom,Avrupa ile Avrupa Birliği arasındaki farkı bilmiyor.

Tom no sabe la diferencia entre Europa y la Unión Europea.

Avrupa civarında seyahat ettim.

Viajé por Europa.

İspanya bir Avrupa ülkesidir.

España es un país Europeo.

Avrupa, ruhunu kaybetti mi?

¿Ha perdido Europa su alma?

Avrupa düşündüğümden daha tehlikeli.

Europa es más peligrosa de lo que pensaba.

Avrupa bir ülke değil.

Europa no es un país.

Yunanistan bir Avrupa ülkesidir.

Grecia es un país europeo.

1917'de Avrupa savaştaydı.

En 1917, Europa estaba en guerra.

Favori Avrupa kentin hangisidir?

¿Cuál es tu ciudad europea favorita?

Avrupa ve Türkiye'den öğrenciler dâhil,

incluyendo estudiantes de Europa y Turquía,

Avrupa Birliği'nin doğuya doğru genişlemesiydi.

fue la expansión de la Unión Europea hacia el este.

Avrupa küresel tarımda dominant halde.

Europa es dominante en la agricultura global.

Nereden bir Avrupa haritası edinebilirim?

¿Dónde puedo conseguir un mapa de Europa?

O Avrupa yoluyla eve döndü.

Volvió a casa pasando por Europa.

Litvanya Avrupa Birliği'nin bir üyesidir.

Lituania es miembro de la Unión Europea.

Liechtenstein bir Avrupa ülkesi midir?

¿Es Liechtenstein un país europeo?

Ermenistan, Avrupa Birliği üyesi mi?

¿Armenia es miembro de la Unión Europea?

Ermenice bir Hint-Avrupa dilidir.

El armenio es un idioma indoeuropeo.

Avusturya ,Avrupa Birliği'nin bir üyesidir.

Austria es miembro de la Unión Europea.

Avrupa Birliği vatandaşları için ücretsizdir.

Es gratuito para los ciudadanos de la Unión Europea.

Fransa bir Batı Avrupa ülkesidir.

Francia es un país de Europa Occidental.

Rönesans modern Avrupa kültürünün temelidir.

El Renacimiento es la base de la cultura europea moderna.

Peki ya Avrupa? Avrupa ölümle boğuşuyor. Çünkü bizler bu virüsü yeterince ciddiye almadık.

¿Qué hay de Europa? Europa está lidiando con la muerte. Porque no tomamos este virus lo suficientemente en serio.

Bir de diğer yanda Avrupa var.

Y después está Europa,

Avrupa ve ABD evrensel okuma yazmaya

Europa y EE.UU. alcanzaron la alfabetización universal

Avrupa artık bir ABD kolonisi oluyor.

Europa se está convirtiendo en una colonia de los Estados Unidos.

Avrupa tarihinin çalkantılı bir döneminden geliyor .

conocido como la 'Edad Media'.

çoğunluğu Avrupa Birliği tarafından finanse edildi.

que fue financiada principalmente por la Unión Europea.

Avrupa birliğinde kedilerin pençesini sökmek yasaktır.

En la Unión Europea está prohibido amputarle las garras a los gatos.

Ülkemin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemiyorum.

No quiero que mi país se haga miembro de la Unión Europea.

- Bir Avrupa haritası edinmek için nereye gidebilirim?
- Bir Avrupa haritası almak için nereye gidebilirim?

¿Dónde puedo comprar un mapa de Europa?

Çince ve Korece, öğrenmeye çalıştığımız Avrupa dillerinden

como el chino y el coreano son más difíciles

Bu ülkeler, Doğu Avrupa ülkeleri ve Kıbrıs,

Estos países, y otros de Europa del Este y de Chipre,

Avrupa gibi Çin de apayrı birtakım değerleriyle

Al igual que Europa, China es otra gran potencia

Esperanto şimdi, Avrupa Birliği'nin resmî dili olmalı!

¡El Esperanto, lengua oficial de Europa, ya!

Neredeyse her Avrupa ülkesi idam cezasını kaldırdı.

Casi todos los países europeos han abolido la pena de muerte.

Birçok Avrupa kuşu kışı Afrika'nın kuzeyinde geçirir.

Muchas aves europeas invernan en el norte de África.

Tüm Avrupa için acil telefon numarası 112'dir.

El teléfono de emergencias para toda Europa es el 112.

- Haber Avrupa genelinde yayıldı.
- Haber tüm Avrupa'yı dolaştı.

La noticia recorrió toda Europa.

Avrupa dillerinde Latince ve Yunanca'dan birçok kelime var.

Los idiomas europeos tienen muchas palabras del latín y del griego.

Napolyon ta Ural Dağları'na kadar tek bir Avrupa istiyordu.

Napoleón quería una Europa hasta los Urales,

Avrupa da Amerika da o kadar virüs belası varken

Si bien hay tantos virus en Europa y América

Modern bir eleştiri, bu çarpıtmanın, güney yarımkürede Avrupa hakimiyetinin

Una crítica moderna es que esta distorsión perpetúa las actitudes imperialistas de los europeos

2011'de Dünya Sağlık Örgütü, yalnızca üye Batı Avrupa devletlerinde

En 2011, la Organización Mundial de la Salud estimó

Ancak Avrupa Krallıkları entikalarla ve birbirleriyle yapıyor oldukları savşalarla meşgullerdir

Pero con los reinos europeos envueltos en intriga y guerra unos contra otros, difícilmente alguien

Avrupa en kanlılara tanıklık etmek üzereydi Napolyon Savaşları günü savaşı.

Europa estaba a punto de ser testigo del día más sangriento de las Guerras Napoleónicas.

"Esperanto: Avrupa veya Asya dili" denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.

En su ensayo "Esperanto: lengua europea o asiática" Claude Piron mostró la similutud entre el esperanto y el idioma chino, y así invalidó la idea que el esperanto es un idioma puramente eurocéntrico.

Yaklaşık üç yüzyıldır Avrupa, ölüme karşı tavırları onlara tehlikeli bir üstünlük

Durante casi tres siglos, Europa había estado aterrorizada por guerreros escandinavos, cuya

Mantık ve sağduyu Rusya, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletlerinin birlikte hareket etmesini öneriyor.

La lógica y el sentido común sugieren que Rusia, la Unión Europea y los Estados Unidos deberían actuar juntos.

Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.

En varios países europeos, la divisa actual es el euro y su símbolo es "€" y el euro es la división de la lira turca entre dos.

Ve yeni bir Avrupa savaşı döneminin ortaya çıkardığı zorlukların üstesinden gelmede benzersiz bir şekilde etkili olduğunu kanıtladı.

y demostró ser excepcionalmente eficaz para manejar los desafíos planteados por una nueva era de la guerra europea.

- Avrupa Asya'dan daha küçük bir nüfusa sahiptir.
- Avrupa'nın Asya'dan daha az nüfusu var.
- Avrupa'nın Asya'dan daha az nüfusu vardır.

La población de Europa es menor que la de Asia.

Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir.

Las doce estrellas en la bandera de la Unión Europea no simbolizan a los doce miembros fundadores de la unión. Simbolizan a los Doce Apóstoles.

Avrupa Birliği'nin teorik olarak aynı haklara sahip 23 resmi dili var ama uygulamada yalnızca üç dil işliyor: İngilizce, Fransızca ve Almanca.

- La Unión Europea tiene 23 idiomas oficiales, teóricamente con los mismos derechos, pero en la práctica sólo tres de ellos prevalecen: Inglés, francés y alemán.
- La Unión Europea tiene 23 idiomas oficiales, teóricamente con los mismos derechos, pero en la práctica sólo se trabaja en tres de ellos: Inglés, francés y alemán.

Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.

Frustrado con las lenguas europeas, que él consideraba "extremadamente aburridas", Cristóbal Colón inventó el "coloní", una lengua tan difícil que sólo él podía hablarla.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.

El 26 de septiembre es el Día Europeo del Lenguaje. El Consejo de Europa quiere agudizar la atención en el patrimonio multilingüe de Europa, promover el desarrollo del multilingüismo y alentar a los ciudadanos a aprender idiomas. Tatoeba, como un medio para el aprendizaje de fácil acceso y como una comunidad activa, promueve un método muy práctico para el estudio y la apreciación de las lenguas.

Çatal kullanıcıları temel olarak Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da; yemek çubuğu kullanıcıları Doğu Asya'da ve parmak kullanıcıları ise Afrika, Orta Doğu, Endonezya ve Hindistan'dadırlar.

Las personas que usan tenedores mayormente son de Europa, América del Norte y Sur; los que usan palillos son del este de Asia y los que usan sus dedos son de África, Medio Oriente, Indonesia e India.