Translation of "Gözlerini" in Spanish

0.021 sec.

Examples of using "Gözlerini" in a sentence and their spanish translations:

- Gözlerini kapatma.
- Gözlerini kapama.

No cierres los ojos.

- Gözlerini döndürdü.
- Gözlerini çevirdi.

Él puso los ojos en blanco.

Gözlerini ovuşturdu.

- Ella se frotó sus ojos.
- Ella se frotó los ojos.
- Ella se talló los ojos.

Gözlerini çevirdi.

Ella puso los ojos en blanco.

Gözlerini severim.

Me gustan tus ojos.

Gözlerini düşürme.

- No bajes los ojos.
- No baja los ojos.

Gözlerini kapadı.

Él cerró los ojos.

Gözlerini kapatma.

- No cierres los ojos.
- No cierre los ojos.
- No cerréis los ojos.
- No cierren los ojos.

Gözlerini kapat.

Cierra los ojos.

Gözlerini unutamam.

No puedo olvidarme de sus ojos.

Gözlerini kaçırdı.

Ella apartó la mirada.

Gözlerini sil.

- Sécate los ojos.
- Límpiate los ojos.

Gözlerini aç.

- Abre los ojos.
- Abran sus ojos.
- ¡Abre los ojos!

Gözlerini açtı.

Ella abrió los ojos.

Gözlerini oraya dik

Mantén tus ojos ahí

Gözlerini açık tutmalısın.

Debes tener los ojos abiertos.

Gözlerini aç lütfen.

- Abre los ojos por favor.
- Abre los ojos, por favor.

Yavaşça gözlerini kapadı.

Ella cerró los ojos lentamente.

Tom gözlerini kırpıyor.

Tom está parpadeando.

Sadece gözlerini kapa.

Solo cierra los ojos.

Gözlerini yolda tut.

Mantén los ojos en la carretera.

Onun gözlerini seviyorum.

Me encantan sus ojos.

Sen gözlerini kapat.

Cierras los ojos.

Gözlerini açık tut.

Mantén tus ojos abiertos.

Tom gözlerini kuruladı.

Tom se secó los ojos.

Gözlerini bana dikti.

Él me miró fijamente.

Gözlerini gözyaşları doldurdu.

Las lágrimas rebosaban de sus ojos.

Senin gözlerini beğeniyorum!

¡Me gustan tus ojos!

Gözlerini aç, Tom.

- ¡Abrí los ojos Tomás!
- Abre los ojos, Tom.

Gözlerini iyi aç.

Abra bien sus ojos.

O, gözlerini kapattı.

Ella cerró los ojos.

Gözlerini kapatmanı istiyorum.

Quiero que cierres los ojos.

Gözlerini kapa lütfen.

- Cierra los ojos, por favor.
- Por favor, cerrad los ojos.

Tom gözlerini kapattı.

- Tom cerró sus ojos.
- Tom cerró los ojos.

Tom gözlerini kapadı.

- Tom cerró sus ojos.
- Tom cerró los ojos.

Gözlerini kapatma, üşüyorum.

No cierres los ojos, que tengo frío.

O, gözlerini kapalı tuttu.

Ella mantuvo los ojos cerrados.

Üç dakika gözlerini kapat.

Cerrá los ojos por tres minutos.

Gözlerini kapa ve uyu.

Cierra los ojos y duérmete.

Tom gözlerini Mary'den alamadı.

Tom no pudo apartar la mirada de Mary.

Ben gözlerini açmanı istiyorum.

Quiero que abras los ojos.

- Gözlerini açtı.
- Gözünü açtı.

Ella abrió los ojos.

Otur ve gözlerini kapat.

Siéntate y cierra los ojos.

Neden gözlerini açık tutmuyorsun?

¿Por qué no avivas el ojo?

Gözlerini açık tutmaya çalış.

Intenta mantener tus ojos abiertos.

O, gözlerini ondan alamadı.

Ella no podía quitarle los ojos de encima.

Tom gözlerini Mary'den ayıramaz.

- Tom no puede despegar la vista de Mary.
- Tom no puede apartar la vista de Mary.
- Tomás no puede dejar de mirar a María.

Sadece gözlerini kapatmak zorundasın.

Sólo tienes que cerrar los ojos.

O, gözlerini tavana odakladı.

Él fijó sus ojos en el techo.

O, gözlerini çatıya odakladı.

Él fijó sus ojos en el techo.

O, gözlerini tavana sabitledi.

Él fijó sus ojos en el techo.

Ellerin kirliyken asla gözlerini ovma.

No te frotes los ojos con las manos sucias.

Kapat gözlerini! Tom çıplak dolaşıyor.

¡Cierra los ojos! Tom está andando por ahí desnudo.

Ağzını aç ve gözlerini kapat.

Abre la boca y cierra los ojos.

Tom gözlerini kapayıp müziği dinledi.

Tom cerró los ojos y escuchó la música.

Hırsız gözlerini o eve dikti.

El ladrón se fijó en esa casa.

Gözlerini muayene ettirsen iyi olur.

Será mejor que te examines los ojos.

Kitabı kapattı ve gözlerini kapattı.

Ella cerró el libro y sus ojos.

- Koyu gözleri severim.
- Koyu gözlerini seviyorum.

Me gustan sus ojos oscuros.

Tom gözlerini açtı ve Mary'yi gördü.

Tom abrió los ojos y vio a María.

Tom gözlerini kapattı ve uykuya daldı.

Tom cerró los ojos y se durmió.

Gözlerini kapat ve ona kadar say.

- Cierra los ojos y cuenta hasta diez.
- Cerrá los ojos y contá hasta diez.

Tom gözlüğünü çıkardı ve gözlerini ovuşturdu.

Tom se quitó los lentes y se frotó los ojos.

Kız gözlerini kapattı ve papazı dinledi.

La chica cerró los ojos y escuchó al pastor.

Gözlerini kapa, ve ona kadar say.

- Cierra los ojos y cuenta hasta diez.
- Cierre los ojos y cuente hasta diez.

Tom, Maria'yı öpmeden önce gözlerini kapadı.

Tom cerró los ojos antes de besar a María.

Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.

Un cazador agresivo con sus ojos puestos en el premio.

O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.

Ella heredó los ojos azules de su madre.

Tom gözlerini kapadı ve uyuyor gibi davrandı.

Tom cerró los ojos y fingió estar dormido.

"Seni seviyorum," diye mırıldandı ve gözlerini kapattı.

"Te quiero", murmuró ella cerrando los ojos.

Sana onları açmanı söyleyinceye kadar gözlerini kapalı tut.

Cierra los ojos hasta que te diga que los abras.

Gözlerini ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü taktı.

Se puso lentes de sol para proteger sus ojos contra rayos ultravioletas.

O gözlerini açtığında onun gördüğü ilk kişi bendim.

Yo fui la primera persona que ella vio en cuanto abrió los ojos.

Gözlerini güneşten korumak için koyu renk gözlük taktı.

Ella se puso unas gafas oscuras para proteger sus ojos de los rayos del sol.

Onları açman gerektiğini söyleyinceye kadar gözlerini kapalı tut.

Mantén los ojos cerrados hasta que yo diga que los abras.

- Müzik dinlerken gözlerini kapat.
- Müzik dinlerken gözlerinizi kapatın.

Cierra los ojos mientras escuchas música.

- Sadece gözlerini kapatmak zorundasın.
- Sadece gözlerinizi kapatın yeter.

Sólo tienes que cerrar los ojos.

Tom gözlerini karanlığa alıştırmak için bir süre bekledi.

Tom esperó un poco a que sus ojos se acostumbraran a la oscuridad.

Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.

Apenas usa los ojos, pero huele su camino en la oscuridad.

Vinci kasabasında noterin gayrimeşru çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı

Abrió los ojos al mundo como el hijo ilegítimo del notario en la ciudad de Vinci.

- Yaşlı adam son nefesini verdi.
- Yaşlı adam hayata gözlerini kapadı.

El anciano expiró.

Bu büyük usta 1519'da 67 yaşında gözlerini hayata yumdu artık

Este gran maestro murió a la edad de 67 años en 1519.

Gözlerini Tom'dan ayırma. Diğer insanları rahatsız edecek bir şey yapmadığından emin ol.

Mantén vigilado a Tom. Cerciórate de que no hace nada para molestar a otras personas.

Kristof Kolomb bir zamanlar Cümle 47456'daki çocukla tanıştı ve onun gözlerini dünyaya açtı.

Una vez, Cristóbal Colón se encontró con el niño de la oración nº 47456 y le abrió los ojos.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

Cuando él declaró abiertamente que se iba a casar con Pablo, a su abuela casi le dio un infarto y a su tía se le salieron los ojos de las órbitas; sin embargo, su hermana pequeña sonrió con orgullo.

Askerler onu tutukladı, gözlerini bağladı, sonra onu araçlarının arkasına götürdüler ve askerlerden biri onun dizine nişan aldı ve onu vurdu. Bu sahne filme çekildi ve dünyanın her yerinden milyonlarca insan bunu gördü.

Los soldados lo arrestaron, le vendaron los ojos, luego lo llevaron detrás de su vehículo y uno de los soldados apuntó a su pierna y le disparó. Esta escena fue filmada y millones de personas de todo el mundo la vieron.