Translation of "Konuşmam" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Konuşmam" in a sentence and their spanish translations:

İspanyolca konuşmam.

- No hablo español.
- No hablo castellano.
- Yo no hablo castellano.

Fransızca konuşmam.

No hablo francés.

İngilizce konuşmam.

Yo no hablo inglés.

Kazakça konuşmam.

No hablo kazajo.

Türkçe konuşmam.

- No hablo turco.
- Yo no hablo turco.

Çince konuşmam.

No hablo chino.

Katalanca konuşmam.

No hablo catalán.

Hızlı konuşmam.

No hablo deprisa.

- Seninle konuşmam lâzım.
- Seninle konuşmam gerek.

Necesito hablar con vos.

Seninle konuşmam gerek.

Tengo que hablar contigo.

Senin dilimi konuşmam.

No hablo su idioma.

Onlarla konuşmam gerekiyor.

Necesito hablar con ellos.

Onunla konuşmam gerekiyor.

Tengo que hablar con él.

Ben Boşnakça konuşmam.

Yo no hablo bosnio.

Seninle konuşmam gerekiyor.

Tengo que hablar contigo.

Seninle konuşmam lâzım.

Necesito hablar contigo.

- Tom'la şahsen konuşmam gerekiyor.
- Tom'la şahsen konuşmam lâzım.

Necesito hablar con Tom en persona.

Sadece seninle konuşmam gerekiyor.

Solo necesito hablar contigo.

Seninle hemen konuşmam lâzım.

Necesito hablar contigo ahora.

Önce Tom'la konuşmam gerekiyor.

Necesito hablar con Tom primero.

Seninle yalnız konuşmam gerekiyor.

Tengo que hablar contigo a solas.

Senin türden insanlarla konuşmam.

No hablo con gente de tu calaña.

Tom'la şimdi konuşmam lâzım.

Ahora tengo que hablar con Tom.

Hey, seninle konuşmam gerekiyor.

Che, necesito hablar con vos.

Tom, seninle konuşmam gerek.

Tom, necesito hablar contigo.

Tom'la konuşmam çok önemli.

Es muy importante que hable con Tom.

- Türkçe konuşmam.
- Türkçe konuşamıyorum.

No hablo turco.

- Sizinle özel olarak konuşmam gerekiyor.
- Seninle özel olarak konuşmam gerekiyor.

Debo hablar contigo en privado.

Ve konuşmam boyunca hepsini dağıttım.

y las he esparcido a través de mi charla.

Onunla uzun bir konuşmam oldu.

- Yo tuve una larga conversación con ella.
- Mantuve con ella una larga conversación.

- Tom'la konuşmalıyım.
- Tom'la konuşmam gerekir.

Se supone que debo hablar con Tom.

- Onunla konuşmam gerekiyor.
- Onunla konuşmalıyım.

Tengo que hablar con él.

Her ikinizle de konuşmam lâzım.

Necesito hablar con ustedes dos.

- Tom'la konuşmalıyım.
- Tom'la konuşmam gerek.

Necesito hablar con Tom.

Seninle bir dakika konuşmam gerekiyor.

Necesito hablar un minuto contigo.

Ben İrlandalıyım ama İrlandaca konuşmam.

Soy irlandés pero no hablo irlandés.

- Seninle konuşmam gerek.
- Seninle konuşmalıyım.

Necesito hablar contigo.

Acilen Tom ile konuşmam gerekiyor.

Tengo que hablar urgentemente con Tom.

- Hiç Fransızca konuşmam.
- Hiç Fransızca konuşmuyorum.

No hablo nada de francés.

Fransızca konuşmam ama onu biraz anlarım.

No hablo francés, pero lo entiendo un poco.

- Tom'la görüşmem gerekiyor.
- Tom'la konuşmam lâzım.

Debo hablar con Tom.

O, okula gitmezse, artık onunla konuşmam.

- Si no va al colegio, no hablaré más con él.
- Si no va al colegio, no le hablaré más.

Kiminle konuşmam gerektiğini bana söyleyebilir misin?

¿Me puede decir con quién tengo que hablar?

Seninle konuşmam gereken bir şey var.

Hay algo de lo que tengo que hablar contigo.

Konuşmam gereken kişilerin bir listesini yaptım.

He hecho una lista de gente con la que tengo que hablar.

"Seninle konuşmam gerek. Acil" "Anlat bana, Dinliyorum."

"Necesito hablar con vos. Es urgente." "Decime, te estoy escuchando."

- Seninle konuşmalıyım.
- Seninle konuşmam gerekiyor.
- Sizinle konuşmalıyım.

Debo hablar contigo.

Lütfen Tom'a onunla konuşmam gerektiğini söyleyebilir misin?

¿Podrías decirle a Tom que necesito hablar con él, por favor?

- Portekizce konuşmuyorum.
- Ben Portekizce bilmiyorum.
- Portekizce konuşmam.

Yo no hablo portugués.

- Tek kelime Fransızca konuşmam.
- Bir kelime Fransızca konuşamam.

No hablo ni una palabra en francés.

Bir yerli gibi konuşacağımı sanmıyorum ve gerçekten konuşmam gerektiğini sanmıyorum.

No creo que alguna vez vaya a sonar como un hablante nativo, y en realidad no creo que lo necesite.

Altı yıl okulda İngilizce eğitimi almama rağmen, çok iyi İngilizce konuşmam.

No hablo bien inglés a pesar de haberlo estudiado durante seis años en el colegio.