Translation of "Müdahale" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Müdahale" in a sentence and their spanish translations:

Müdahale etmeyin.

No interfieras.

Müdahale etme!

¡No interfieras!

Müdahale ediyorsun.

- Estás interfiriendo.
- Tú estás interfiriendo.
- Está interfiriendo.
- Usted está interfiriendo.
- Están interfiriendo.
- Estáis interfiriendo.
- Vosotros estáis interfiriendo.
- Ustedes están interfiriendo.

Sürücüye müdahale etme.

- No des indicaciones ni consejos que no te han pedido.
- No conduzcas desde el asiento trasero.

Biri müdahale etti.

Alguien intervino.

Ben müdahale etmiyorum.

- No me estoy involucrando.
- No estoy interfiriendo.

Neden müdahale etmeliyim?

¿Por qué debería interferir?

Kim müdahale etti?

- ¿Quién intervino?
- ¿Quién fue el que intervino?

Tom müdahale etti.

- Tom fue el que intervino.
- Tom intervino.

Müdahale etmeyi bırak.

Deja de interferir.

Zamanında müdahale de edemeyince

no intervinieron a tiempo

Müdahale etme hakkım yoktu.

No tenía ningún derecho a interferir.

Güvenlik sonunda müdahale etti.

La seguridad finalmente intervino.

Polis rahatsızlığa müdahale etti.

La Policía intervino en el disturbio.

Müdahale edin, bir şey söyleyin.

haz algo, di algo.

Ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini göreceksiniz.

y que deben abordarse ahora.

Sınavlar eğitimin asıl amacına müdahale eder.

Las pruebas obstaculizan el verdadero propósito de la educación.

Aile bireylerim üç küçük cerrahi müdahale geçirdiler.

miembros de mi familia tuvieron tres cirugías menores,

Sinekler ve sivrisinekler onun meditasyonuna müdahale ettiler.

Las moscas y mosquitos interferían con su meditación.

Hokey hakemi dövüşü durdurmak için müdahale etti.

El árbitro de hockey intervino para parar la pelea.

Öğretmen iki öğrencinin arasındaki kavgaya müdahale etti.

El profesor intervino en la riña entre los dos estudiantes.

Buza karşı yollara müdahale ederler ya? Kum kullanırlar.

¿Saben qué se usa en calles congeladas? Arena.

Bunu yaparsan ormanın tüm sürecine müdahale etmiş oluyorsun.

de que estaría interfiriendo con todo el proceso del bosque.

Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.

Las Naciones Unidas mandaron tropas para intervenir en el conflicto.

Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.

Ningún país debería interferir en los asuntos internos de otros países.

Neredeyse her canlının en içgüdüsel davranışı küçüklerini korumaktır, ve insanlarda bu müdahale hayat boyu sürer.

El acto más instintivo de prácticamente todas las criaturas es el de proteger su descendencia y, con los humanos, esta respuesta persiste durante toda la vida.