Translation of "Mary'nin" in Spanish

1.400 sec.

Examples of using "Mary'nin" in a sentence and their spanish translations:

- Tom Mary'nin ağabeyidir.
- Tom Mary'nin abisidir.

Tom es el hermano mayor de Mary.

- Tom, Mary'nin ofisinde.
- Tom, Mary'nin bürosunda.

Tom está en la oficina de María.

- Tom, Mary'nin sevgilisidir.
- Tom, Mary'nin aşığıdır.

Tom es el amante de Mary.

- Tom, Mary'nin kayınbabasıdır.
- Tom Mary'nin kayınpederidir.

Tom es el suegro de Mary.

- Tom, Mary'nin arkadaşıdır.
- Tom, Mary'nin bir arkadaşıdır.

Tom es un amigo de Mary.

- Tom, Mary'nin gitmesini istemiyordu.
- Tom Mary'nin gitmesini istemedi.
- Tom, Mary'nin ayrılmasını istemiyordu.

Tom no quería que se fuera Mary.

- Tom, Mary'nin tavsiyesini dinlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesini izlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesine uymadı.

Tom no siguió el consejo de Mary.

Mary'nin kocası tombul.

El marido de Mary es regordete.

Mary'nin başı ağrıyor.

- María tiene dolor de cabeza.
- A María le duele la cabeza.

Mary'nin yaptığına bak.

Mirá lo que está haciendo Mary.

Tom, Mary'nin büyükbabasıdır.

Tom es el abuelo de Mary.

Mary'nin tavsiyesine uymalıydın.

Ustedes debieron haber seguido el consejo de Mary.

Tom, Mary'nin yolundaydı.

Tom estaba en el camino de Mary.

Mary'nin çantası nerede?

¿Dónde está el bolso de Mary?

Tom, Mary'nin oğludur.

Tom es el hijo de Mary.

Mary'nin burnu kanıyordu.

La nariz de María estaba sangrando.

Mary'nin kocası zengin.

El esposo de Mary es rico.

Mary'nin tırnakları boyalı.

Las uñas de Mary están pintadas.

O, Mary'nin baldızı.

- Ella es la cuñada de Mary.
- Es la cuñada de Mary.

Mary'nin arabası orada.

El coche de Mary está ahí.

Mary'nin yüzüğü nerede?

¿Dónde está el anillo de Mary?

Tom, Mary'nin arkasında.

Tom está detrás de Mary.

Tom, Mary'nin temsilcisidir.

Tom es el agente de Mary.

Tom, Mary'nin babasıdır.

Tom es el padre de Mary.

Tom, Mary'nin vaftizindeydi.

Tom estuvo en el bautizo de Mary.

Tom, Mary'nin şoförüdür.

Tomás es el chofer de María.

Mary'nin kocası mısın?

- ¿Eres el esposo de Mary?
- ¿Usted es el esposo de Mary?

Mary'nin umudu var.

Mary tiene esperanza.

Mary'nin döneceğine inanmıyorum.

No creo que María vuelva.

Bu Mary'nin köpeği.

Éste es el perro de Mary.

Mary'nin ruju bulaşmış.

La barra de labios de Mary se ha extendido.

Tom, Mary'nin amcasıdır.

Tom es el tío de Mary.

Tom, Mary'nin öğretmenidir.

Tom es el profesor de Mary.

Tom, Mary'nin damadıdır.

Tom es el yerno de Mary.

Tom, Mary'nin komşusudur.

Tom es el vecino de Mary.

Tom Mary'nin kocası.

Tom es el esposo de Mary.

Tom, Mary'nin arkadaşıdır.

Tom es el amigo de Mary.

Tom, Mary'nin kuzenidir.

Tom es el primo de Mary.

Tom, Mary'nin kayınbiraderidir.

Tom es el cuñado de Mary.

Tom, Mary'nin patronudur.

Tom es el jefe de Mary.

Mary'nin eski-karısıdır.

Mary es la ex-esposa de Tom.

Tom, Mary'nin emlakçısıdır.

Tom es el agente inmobiliario de Mary.

Mary'nin evine gittim.

Fui a la casa de María.

Mary'nin gözleri güzel.

Mary tiene unos ojos hermosos.

Mary'nin çantası boş.

La bolsa de Mary está vacía.

- Tom, Mary'nin hayatını kurtardı.
- Tom, Mary'nin yaşamını kurtardı.

Tom salvó la vida de Mary.

- Tom Mary'nin ağladığını görebilir.
- Tom, Mary'nin ağladığını görebiliyordu.

Tom podría mirar que María estuvo llorando.

- Tom, Mary'nin erkek kardeşidir.
- Tom Mary'nin erkek kardeşidir.

Tom es el hermano de Mary.

- Tom Mary'nin gelişine şaşırdı.
- Tom Mary'nin geldiğine şaşırdı.

Tom se sorprendió de que Mary apareciera.

- Tom, Mary'nin yaptığını umursamıyor.
- Tom, Mary'nin yaptıklarını umursamıyor.

A Tom no le importa lo que Mary haga.

- Tom, Mary'nin söylediğine inanamadı.
- Tom, Mary'nin söylediklerine inanamadı.
- Tom, Mary'nin söylediği şeye inanamadı.

- Tom no podía creer lo que decía Mary.
- Tom no se podía creer lo que decía Mary.

- Tom, Mary'nin tavsiyesini almalıdır.
- Tom'un Mary'nin tavsiyesini alması gerekir.

Tom debió haber seguido el consejo de Mary.

- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski arkadaşı.

Tom es el ex de Mary.

- Tom, Mary'nin dediklerini biliyor.
- Tom, Mary'nin söylediği şeyi biliyor.

Tom sabe lo que Mary dijo.

- Tom Mary'nin deli olduğunu düşündü.
- Tom, Mary'nin delirdiğini düşündü.

Tom pensó que Mary estaba loca.

Mary'nin diş telleri var.

- Mary tiene rodilleras.
- Mary tiene coderas.
- Mary tiene frenillos dentales.
- Mary tiene un aparato de ortodoncia.

Mary'nin hiç özsaygısı yok.

Mary no tiene autoestima.

Mary'nin ne aradığını bilmiyorum.

No sé qué está buscando Mary.

Tom, Mary'nin elini sıktı.

Tom apretó la mano de Mary.

Tom, Mary'nin acısını paylaştı.

Tom compartía el dolor de Mary.

Tom, Mary'nin gözüne baktı.

Tom miró a Mary en los ojos.

Tom Mary'nin evlendiğini duydu.

Tom escuchó que Mary se había casado.

Mary'nin yurtdışına gittiğini biliyorum.

Sé que Mary se fue al extranjero.

Mary'nin piyano çaldığını görüyorum.

Veo que Mary está tocando el piano.

Tom, Mary'nin eski kocasıdır.

Tom es el ex-esposo de Mary.

Tom Mary'nin elini öptü.

Tom le besó la mano a María.

Mary'nin büyük gözleri var.

- María tiene ojos grandes.
- Mary tiene los ojos grandes.

Mary'nin kocaman göğüsleri var.

María tiene tetas enormes.

Sanırım o, Mary'nin ağabeyidir.

Creo que es el hermano mayor de Mary.

Tom, Mary'nin akıl hocası.

Tom es el mentor de Mary.

Mary'nin güzel bacakları var.

Mary tiene buenas piernas.

Mary'nin bir sorunu var.

Algo anda mal con Mary.

Tom Mary'nin saçını çekiyor.

Tom le está tirando el pelo a Mary.

Mary'nin panik atağı vardı.

Mary tuvo un ataque de pánico.

Mary'nin giysisi güneşte kuruyor.

El vestido de María se está secando al sol.

Mary'nin cümlelerini çevirmek kolaydır.

Las frases de Mary son fáciles de traducir.

Tom, Mary'nin gidişini izledi.

Tom vio a María irse.

Tom, Mary'nin arkasından konuştu.

Tom habló de María a sus espaldas.

Tom, Mary'nin önünde durdu.

Tom se paró en frente de María.

Ben Mary'nin erkek arkadaşıyım.

Soy el novio de Mary.

Tom, Mary'nin fikrini istiyor.

Tom quiere la opinión de Mary.

Tom, Mary'nin parasını istemiyor.

Tom no quiere el dinero de Mary.

Mary'nin çok arkadaşı var.

Mary tiene muchos amigos.

Mary'nin kendi sorunları var.

Mary tiene sus propios problemas.

Tom Mary'nin kedisiyle oynuyor.

Tomás está jugando con el gato de María.

Tom Mary'nin tavsiyesini izlemeliydi.

Tom debería haber seguido el consejo de Mary.

Mary'nin bir oğlu var.

Mary tiene un hijo.

Mary'nin alkolik olmasını istemem.

No quiero que Mary se vuelva alcohólica.

Mary'nin takma göğüsleri var.

Mary tiene lolas falsas.

Mary'nin hamile olduğunu duydum.

Escuché que María estaba embarazada.

Mary'nin ölmesine izin veremeyiz.

No podemos permitir que muera Mary.

Mary'nin bir bebeği olacak.

- Mary va a tener un bebé.
- Mary tendrá un bebé.

Tom Mary'nin söylediklerine inandı.

Tom se creyó lo que María dijo.

Tom Mary'nin sırrını biliyordu.

Tom conocía el secreto de María.

Yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.

Él puso el anillo en el dedo de Mary.