Translation of "Not" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Not" in a sentence and their spanish translations:

Not defterinize not ediniz.

Apúntelo en su cuaderno de notas.

Not tutun.

- Toma apuntes.
- Tomad apuntes.
- Tomen notas.

Not al.

Toma notas.

Not: Seni seviyorum.

PD: Te amo.

Not almam lâzım.

Necesito tomar apuntes.

Bu not diyor ki,

Esta nota dice:

Tek bir not düşürmedim.

No abandoné la escuela ni una vez.

Bana bir not bıraktı.

Me dejó una nota.

- Bunu not edin.
- Yaz.

¡Anótalo!

Onun söylediğini not aldı.

Tomó nota de lo que dijo.

Sana bir not bırakacaktım.

Te iba a dejar una nota.

Öğretmeniniz kağıtlara not atıyor.

Nuestra maestra está calificando los trabajos.

Ben not almak istiyorum.

Quiero tomar nota.

Ona bir not gönderdim.

Le mandé una nota.

Sana bir not bırakmalıydım.

Debería de haberte dejado una nota.

Ona bir not bırakmalıydım.

Debí dejarle una nota.

Size bir not bıraktım.

Os he dejado una nota.

Lütfen söyleyeceklerimi not et.

- Por favor, escriba lo que voy a decir.
- Por favor, apunta lo que voy a decir.

Telefon numarasını not aldım.

Anoté el número de teléfono.

Unutmadan önce, onu not alın.

Anótalo antes de que se te olvide.

Lütfen onun söylediğini not et.

Anota lo que está diciendo, por favor.

Öğretmen not almanın önemini vurguladı.

El profesor remarcó la importancia de tomar apuntes.

Lütfen benim için not alın.

Hágame el favor de tomar un mensaje.

Onu unutmadan önce not etmelisin.

Deberías escribirlo antes de que se te olvide.

O bol bol not aldı.

Ella tomó notas copiosas.

Onun telefon numarasını not ettim.

- Anoté su número telefónico.
- Me apunté su número de teléfono.

O telefon numarasını not aldım.

Yo anoté ese número de teléfono.

Onun not kullanmadan konuşabildiği söyleniyor.

Se dice que él puede hablar sin usar notas.

Matematikte iyi bir not aldı.

Le pusieron una buena nota en matemáticas.

Telefon numarasını not ettin mi?

¿Escribiste el número de teléfono?

Lütfen Tom'un söylediklerini not al.

Por favor, apunta lo que dice Tom.

Tom Mary'ye bir not bıraktı.

Tom le dejó una nota a Mary.

Tom Mary'ye bir not uzattı.

Tom le entregó una nota a Mary.

Sınavdan beklediğimden yüksek not aldım.

Me saqué una nota más alta de la que esperaba en el examen.

Ve sonra bu not diyor ki,

Y esta nota dice:

Söylediğim gülünç şeyleri not almaya başladım.

empecé a tomar nota de las cosas ridículas que decía.

Kötü bir not almamın nedeni çalışmamamdır.

La razón por la que saqué una mala nota es que no estudié.

O, bana kısa bir not gönderdi.

Él me mandó un mensaje corto.

Tom Mary için bir not bıraktı.

Tom dejó una nota para Mary.

Tom sınavdan yüksek not alarak geçti.

Tom pasó con las mejores notas.

Tom buluşma zamanını günlüğüne not etti.

Tom anotó la hora de la reunión en su agenda.

Öğretmen, sınavlarımızda not verirken çok adildi.

La maestra fue muy justa cuando calificó nuestros exámenes.

Unutmamak için onun adını not ettim.

Anoté su nombre para que no se me olvidara.

O onu not etti böylece unutmadı.

Él lo anotó para no olvidarlo.

Onunla ilgili bir not almak isteyebilirsin.

Quizá quieres anotarlo.

Önemli görünen her şeyi not almalısın.

Deberías anotar lo que sea que suene importante.

Ben kapının altına bir not bıraktım.

Dejé una nota debajo de la puerta.

Onu takvimime not etmeyi ihmal ettim.

Me dio lata anotarlo en mi calendario.

Lisede, birçok kez zayıf not aldım,

Como estudiante de secundaria, reprobé muchas veces,

Ben İngilizcede iyi bir not aldım.

Tuve una buena nota en inglés.

Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.

Te aconsejo que seas prudente en tomar nota de la clase.

Öğretmenin söylediği her şeyi not almaya çalıştı.

Él intentó escribir todo lo que el profesor dijo.

En iyi halde ortalama bir not alacak.

Él obtendrá una calificación promedio a lo sumo.

En kötü ihtimalle vasat bir not alır.

En lo peor, tendrá una nota media.

Ben kapıdan girdiğimde bana bir not uzatıldı.

Me entregaron una nota cuando entré por la puerta.

Tom unutmamak için her şeyi not alır.

Tom apunta todo para no olvidarlo.

Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.

Anoté su número de teléfono en un pedazo de papel.

31'e kadar olan tüm sayıları not ettim.

He escrito todos los números hasta el treinta y uno.

Masanın üstünde bir not buldum ama kimden olduğunu bilmiyorum.

Encontré una nota en la mesa, pero no sé de quién es.

Ne de olsa not almak ya da hatırlamak için orada kim vardı?

Después de todo, ¿quién estaba allí para anotarlo o recordarlo?

The royalists had promised Davout that his officers would not be prosecuted for

The royalists had promised Davout that his officers would not be prosecuted for

Their conduct. He was furious to discover these assurances would not be honoured.

their conduct. He was furious to discover these assurances would not be honoured.

Bir süre sonra not çıkartma ve taslak hazırlama yeteneğini de elde etti Da Vinci

Después de un tiempo, Da Vinci también tuvo la capacidad de tomar notas y preparar borradores.

Birkaç olası çeviri olduğunu anlarsanız benzer cümleleri not edin, çünkü aynı dilde birkaç çeviri ekleyebilirsiniz.

Si sientes que hay varias traducciones posibles, nota que para la misma frase puedes agregar varias traducciones en el mismo lenguaje.

- Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.
- Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.

Anoté su número en un trozo de papel.

Even wishing to see him fail… not something they saw from the 'Iron Marshal' very often.

even wishing to see him fail… not something they saw from the 'Iron Marshal' very often.

He also testified on behalf of Marshal Ney – but could not save him from a firing squad.

He also testified on behalf of Marshal Ney – but could not save him from a firing squad.