Translation of "Numarası" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Numarası" in a sentence and their spanish translations:

Uzaylı numarası yapalım.

Vamos a fingir que somos alienígenas.

Ölü numarası yapma.

No te hagas el muerto.

Uyuyormuş numarası yaptım.

- Me hice el dormido.
- Fingí estar dormido.

Aptal numarası yapma.

No hagas el tonto.

O sağırmış numarası yapıyor.

Él finge ser sordo.

Ambulansın telefon numarası nedir?

¿Cuál es el número telefónico de la ambulancia?

Bende Tom'un numarası yok.

No tengo el número de Tom.

Tom'un ayakkabı numarası nedir?

- ¿Qué talla calza Tom?
- ¿Cuál es la talla de zapato de Tom?

O, masum numarası yaptı.

Ella se hizo la inocente.

O parayı umursamıyormuş numarası yaptı.

Él hace como si no le importara el dinero.

- Homurdanmayı bırak.
- Aptal numarası yapma.

No hagas el tonto.

Köpeğim çoğunlukla uyuyor numarası yapıyor.

Mi perro a menudo finge estar dormido.

Hidrojenin atom numarası 1 'dir.

El número atómico del hidrógeno es uno.

Demirin atom numarası 26'dır.

El número atómico del hierro es 26.

Tom hasta olmuş numarası yaptı.

Tom fingió que estaba enfermo.

Onun telefon numarası bende var.

Tengo su número de teléfono.

Bu otelin faks numarası kaç?

¿Cuál es el número de fax de ese hotel?

Bu otelde faks makinesinin numarası nedir?

¿Qué número tiene el fax de este hotel?

Tokyo Dome için telefon numarası nedir?

¿Cuál es el número telefónico del Tokio Domo?

Hastanın hasta numarası yapmadığını nasıl biliyorsunuz?

¿Cómo sabes que el paciente no está fingiendo la enfermedad?

Onun telefon numarası sende var mı?

¿Tienes su número de teléfono?

Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.

- Tom me enseñó un truco de magia.
- Tom me mostró un truco de magia.

Ama bu dişinin son bir numarası daha var.

Pero tiene un último truco.

Tüm Avrupa için acil telefon numarası 112'dir.

El teléfono de emergencias para toda Europa es el 112.

Tom Mary'nin yaptığı şeyi yaptığını görmedi numarası yaptı

Tom fingió no haber visto hacer a Mary lo que hizo.

- Tom zenginmiş gibi görünüyordu.
- Tom zengin numarası yaptı.

Tom fingía ser rico.

Bu, 2000 yıldan uzun süreyle, sihrin en eski numarası

Se trata del truco más viejo de magia que existe, tiene 2000 años

- O beni tanımıyormuş gibi davrandı.
- Beni tanımıyor numarası yaptı.

Él hizo como si no me conociera.

- Tom'un ayakkabı numarası nedir?
- Tom kaç numara ayakkabı giyer?

¿Qué talla calza Tom?

"Fincan, top ve limon numarası"nı nasıl yapacağınızı Google'da arasaydınız

Si buscan en Google cómo hacer el truco de los vasos, pelotas y limas,

Başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var

Empiezas una lección. Cada llamada también tiene un número

ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor

Incluso si tiene un número de identificación, no puede sumergirse en medio de la lección,

Hiçbir şirket adı, telefon numarası, e-posta adresi, posta adresi yoksa,

sin nombre, teléfono, dirección electrónica o postal de la compañía...

Tom, Mary'nin John ile dışarı çıkması kendisine sorun olmamış numarası yaptı.

Tom fingía que no le importaba que Mary saliese con John.

- Tom'un telefon numarasına sahip misin?
- Sende Tom'un telefon numarası var mı?

¿Tienes el número de teléfono de Tom?

Laura son dakikada sadece arkasını dönmek ve kaçmak için yaklaşıyor numarası yaptı.

Laura hizo amago de acercarse para en el último momento girarse y salir corriendo.