Translation of "Sözlük" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Sözlük" in a sentence and their spanish translations:

Sözlük nerede?

¿Dónde está el diccionario?

- Sözlük mü alacaksın?
- Sözlük mü satın alacaksınız?

- ¿Vas a comprar un diccionario?
- ¿Vas a comprarte un diccionario?

O bir sözlük.

Es un diccionario.

Bu sözlük güncel.

El diccionario está actualizado.

Bu sözlük benimki.

Este diccionario es mío.

Bu sözlük pahalıdır.

Este diccionario es caro.

Çekmecedeki sözlük benim.

El diccionario sobre el escritorio es mío.

Bu sözlük mü?

¿Esto es un diccionario?

- O, yürüyen sözlük dediğimiz şeydir.
- Ona yürüyen sözlük denilir.

Él es lo que nosotros llamamos un diccionario andante.

- O da sözlük aldı.
- O da sözlük satın aldı.

Ella también compró el diccionario.

- Bu sözlük hiç faydalı değil.
- Bu sözlük tamamen yararsız.

- Este diccionario es totalmente inútil.
- Este diccionario es absolutamente inútil.

- Bu sözlük kısaltılmış bir baskıdır.
- Bu sözlük kısaltılmış bir versiyondur.
- Bu sözlük kısaltılmış bir sürümdür.
- Bu sözlük kısaltılmış bir basımdır.

Este es un diccionario de versión reducida.

Sözlük iki ciltten oluşur.

El diccionario tiene dos tomos.

Aradığın sözlük bu mu?

- ¿Es este el diccionario que estás buscando?
- ¿Es este el diccionario por el que estás preguntando?

Bu iyi bir sözlük.

Este es un buen diccionario.

İyi bir sözlük istiyorum.

Quiero un buen diccionario.

Ona ayaklı sözlük derler.

Es un diccionario ambulante.

Bu tam aradığım sözlük.

Este es justo el diccionario que estaba buscando.

Bu sözlük neredeyse yararsız.

Este diccionario es prácticamente inútil.

Bu sözlük tamamen yararsız.

- Este diccionario es totalmente inútil.
- Este diccionario es absolutamente inútil.

Bir sözlük kelimeleri tanımlar.

Un diccionario define palabras.

Sıranın üstündeki sözlük Tom'undur.

El diccionario que está encima de la mesa es de Tom.

Bu sözlük çok yararlıdır.

Este diccionario es muy útil.

Bu sözlük benim değil.

Este diccionario no es mío.

Ona "yürüyen sözlük" deniyor.

Es un diccionario ambulante.

Masanın üstündeki sözlük Tom'unki.

El diccionario que está encima de la mesa es de Tom.

En beğendiğin sözlük hangisi?

¿Cuál es tu diccionario favorito?

Masanın üstünde bir sözlük var.

Hay un diccionario sobre el escritorio.

Sözlük benim için çok faydalı.

Ese diccionario me es muy útil.

Kız kardeşime bir sözlük verdim.

Le di un diccionario a mi hermana.

Bu sözlük hiç faydalı değil.

Este diccionario es totalmente inútil.

İyi bir sözlük önerebilir misin?

¿Puedes recomendarme un buen diccionario?

Yeni bir sözlük almak istiyor.

Él quiere conseguir un nuevo diccionario.

Dün sana bahsettiğim sözlük bu.

Es el diccionario del que te hablé ayer.

Bu sözlük bana ait değil.

Este diccionario no me pertenece a mí.

Erkek kardeşime bir sözlük verdim.

Le regalé un diccionario a mi hermano.

Konuşan sözlük artık bir fantezi değil.

Un diccionario hablado ya no es una fantasía.

Elinizin altında iyi bir sözlük bulundurun.

Ten un buen diccionario a mano.

O bana yeni bir sözlük aldı.

Él me compró un diccionario nuevo.

Kelimelerin anlamlarını bulmak için sözlük kullanırız.

Usamos un diccionario para buscar el significado de las palabras.

Bir sözlük almak için param yok.

No tengo dinero para comprar un diccionario.

Kız kardeşi için bir sözlük aldı.

Ella le compró un diccionario a su hermana.

Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.

Un diccionario es una ayuda importante en el aprendizaje de idiomas.

Tom Mary'ye Fransızca bir sözlük verdi.

Tom le regaló un diccionario de francés a Mary.

Kız kardeşindeki gibi bir sözlük istiyorum.

Quiero un diccionario como el de tu hermana.

Sözlük olmadan, İngilizce çalışmak zor olurdu.

Sería difícil estudiar inglés sin el diccionario.

Bu sözlük benim için çok yararlıydı.

Este diccionario me ha sido de gran utilidad.

Babam, tabiri caizse, bir yürüyen sözlük.

Mi padre es un diccionario ambulante, por así decirlo.

- Bu benim sözlük.
- Bu benim sözlüğüm.

Este es mi diccionario.

Bu, kütüphanede olan en iyi sözlük.

Este es el mejor diccionario que hay en la biblioteca.

Bu sınav için bir sözlük kullanabilirsin.

- Para este examen podéis usar un diccionario.
- Puedes usar un diccionario en este examen.

Ucuz bir sözlük satın almak istiyorum.

Quiero comprar un diccionario barato.

Bana iyi bir sözlük önerebilir misin?

¿Puedes recomendarme un buen diccionario?

Bayan March bana İngilizce bir sözlük verdi.

La señorita March me dio un diccionario de inglés.

Bu sözlük sizin için çok yardımcı olacaktır.

Este diccionario te será de mucha ayuda.

Neden bu kadar pahalı bir sözlük aldın?

¿Por qué compraste un diccionario tan caro?

Öğretmenimiz çalışma sırasında sözlük kullanmamıza izin verdi.

Nuestro profesor nos permitió usar un diccionario durante la prueba.

O bana yeni bir sözlük satın aldı.

- Él me ha comprado un nuevo diccionario.
- Él me compró un diccionario nuevo.

Sözlük eksik. Sadece J harfine kadar gidiyor.

- El diccionario es incompleto. Sólo llega a la letra J.
- El diccionario está incompleto. Sólo llega hasta la letra "J".

Satın aldığım sözlük henüz bana teslim edilmedi.

El diccionario que compré no me ha sido enviado aún.

Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.

No necesitas usar un diccionario cuando lees ese libro.

Bu sözlük açık ara farkla en iyisi.

Este diccionario es el mejor con diferencia.

Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?

¿Hay algún diccionario inglés-japonés en la repisa?

Bir sözlük olmadan bu cümleyi çevirmek imkansız.

Es imposible traducir esta frase sin acudir a un diccionario.

Tom, Mary'ye Fransızca-İngilizce bir sözlük verdi.

Tom le dio un diccionario francés-inglés a Mary.

- Senin sözlüğün bu mu?
- Bu sözlük senin mi?

¿Es este tu diccionario?

Ben her zaman elimin altında bir sözlük bulundururum.

Siempre tengo un diccionario a la mano.

Google Çeviri ve sözlük gibi şeyleri etkili biçimde kullanabilmeye

para integrar nuevas palabras y frases en tus conversaciones

Ben onun yeni bir sözlük satın almak istediğini düşünüyorum.

Creo que él quiere comprar un diccionario nuevo.

Sözlük şimdi Android telefonlar için bir uygulama olarak kullanılabilir.

El diccionario ahora está disponible como aplicación para teléfonos Android.

Bu elektronik sözlük hakkında iyi şey taşımasının kolay olmasıdır.

Lo bueno de este diccionario electrónico es que es fácil de portar.

Bir tek gün için bile bu sözlük olmadan yapamam.

Sin este diccionario no sé hacer nada, ni por un día.

En büyük İngilizce Sözlük 450.000' in üzerinde kelimeye sahiptir.

El mayor diccionario inglés tiene más de 450 000 palabras.

Bütün İngilizce öğrencilerinin ellerinde iyi bir İngilizceden İngilizceye sözlük olmalıdır.

Todos los estudiantes de inglés deben tener un buen diccionario de inglés.

Bu sözlük hem öğrenciler hem de öğretmenler için iyi bir öğrenme aracıdır.

Este diccionario es una buena herramienta de aprendizaje tanto para estudiantes como para profesores.

Üçüncü cildi eksik olan bu sözlük bana üç yüz dolara mal oldu.

Este diccionario, del cual falta el tercer tomo, me costó cien dólares.

Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.

Puedes buscar palabras, y encontrar traducciones, pero no es exactamente un diccionario normal.