Translation of "Sıkıyor" in Spanish

0.026 sec.

Examples of using "Sıkıyor" in a sentence and their spanish translations:

Benim canımı sıkıyor.

Porque me preocupa a mí.

Tom canımı sıkıyor.

Tom me aburre.

O herkesi sıkıyor.

- Aburre a todo el mundo.
- Él aburre a todo el mundo.

Seni sıkıyor muyum?

¿Te estoy aburriendo?

Müzik beni sıkıyor.

La música me aburre.

Bu sadece canımı sıkıyor.

Me molesta.

Bu iş canımı sıkıyor.

Este trabajo me pone de mal humor.

O sorularla benim canımı sıkıyor.

Me molesta con preguntas.

O adam benim canımı sıkıyor.

Aquel sujeto me molesta.

Anne! Hector benim canımı sıkıyor!

¡Mamá! ¡Héctor me está chinchando!

Bu müzik herkesin canını sıkıyor.

Esta música está fastidiando a todos.

- Okul beni sıkıyor.
- Okul beni bunaltıyor.

El colegio me aburre.

Bazen Paris beni sıkıyor, ama sık sık ... Brüksel beni sıkıyor. Böylece ikisi arasında yaşıyorum.

A veces, París me cansa, pero con frecuencia Bruselas me aburre; así que vivo entre las dos.

Jack gezisi hakkındaki hikayeleri ile beni sıkıyor.

Jack me aburre con las historias sobre su viaje.

- Meg bazen Ken'i sıkıyor.
- Meg bazen Ken'in canını sıkar.

Meg a veces fastidia a Ken.

- Bu roman beni sıkıyor.
- Bu roman bana sıkıcı geliyor.

Esta novela me aburre.

Biraz kilo almış olmalıyım. Kot pantolonumum düğmesi gerçekten sıkıyor.

¿Habré engordado un poco? Me aprietan los vaqueros.

O yüzden olgunlaşmış mı diye her bir inciri önce dudaklarıyla hafifçe sıkıyor.

así que para comprobar la madurez, le da a cada higo un suave apretón con los labios.

Insanlar diyor abi o yalan ya sıkıyor gibi söylemlerle karşı karşıya kalabiliyor

las personas dicen que pueden enfrentar retóricas como mentir o aburrirse