Translation of "Tarafı" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Tarafı" in a sentence and their spanish translations:

Alt tarafı imzalayın lütfen.

Firme abajo, por favor.

Koridor tarafı koltuk istiyorum.

Quiero un asiento de pasillo.

Evin yan tarafı sarmaşıkla kaplıydı.

El lateral de la casa fue cubierto con hiedra.

Önce, her iki tarafı dinlemeliyim.

Primero, debería escuchar ambas partes.

Saygının güzel tarafı ise bulaşıcı olmasıdır.

Y lo bueno del respeto es que es contagioso.

Yalan'ında şimdi bilimsel tarafı olurmu ya

¿Tendría un lado científico en su mentira?

Her kültürün karanlık bir tarafı vardır.

Toda cultura tiene un lado oscuro.

Moğollar Taberiye gölünün doğu tarafı boyunca ilerlediler.

Los mongoles marcharon por el lado este del lago Tiberias.

Kadınların sayılmamasının İslamiyetle bağdaştırılacak hiçbir tarafı yoktur

no hay nada que asociar con el Islam cuando las mujeres no se cuentan

Fakat sıkı durun bunun asıl ilginç tarafı

Pero mantente firme, lo interesante de esto

Bu da işin diğer bir ilginç tarafı

Este es otro aspecto interesante del trabajo.

Onların tarafı bir seçim kaybettiğinde herkes üzgündür.

Todo el mundo está triste cuando su lado pierde una elección.

İşin aldatıcı tarafı şu ki, Şu anda ABD'de

Y lo más complicado, ahora mismo en EE.UU.,

Yağlı tarafı aşağı gelmeyecek şekilde düşmesini sağlayacak şekilde

intenten empujarla de modo que no caiga del lado de la mantequilla,

- Benim her yerim ağrıyor.
- Vücudumun her tarafı ağrıyor.

- Todo el cuerpo me duele.
- Me duele todo.

Güzelliğin en mükemmel tarafı, hiçbir resimle tarif edilememesidir.

La mejor parte de la belleza es la que ninguna imagen puede mostrar.

Öbür tarafı bilmem ama bu tarafta iyiler kaybeder.

No sé cómo será en el otro lado, pero en este lado los buenos pierden.

- Sen öğrenciden başka bir şey değilsin.
- Alt tarafı bir öğrencisin.

- No eres más que un estudiante.
- No eres más que un alumno.

40'lı yaslarda çocuk sahibi olmanın anormal bir tarafı yok.

No hay nada de anormal en tener un hijo a los cuarenta y pico de años.

İşin daha ilginç tarafı ise bu fotoğrafta Andrew Carlssin ben de varım diyor

Lo más interesante es que Andrew Carlssin en esta foto dice que yo también

çünkü bu sadece karşı tarafı mutlu edebilmek için veya karşı tarafın kendisini iyi hissedebilmesi için söylenmiş

porque se dice solo para hacer feliz a la otra parte o para que la otra parte se sienta bien.

Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.

Entonces cortando acá, dificultábamos bastante la comunicación. Lo más dramático, vinieron... Había algunos policías venían también.

- Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

Cada uno es una luna, y tiene un lado oscuro que nunca muestra a nadie.