Translation of "Yara" in Spanish

0.014 sec.

Examples of using "Yara" in a sentence and their spanish translations:

Yara iyileşiyor.

La herida se está curando.

Yara iyileşti.

La herida se curó.

Yara derin.

La herida es profunda.

Yara henüz iyileşmedi.

La herida no se ha curado aún.

Son yara ölümcüldü.

La última herida fue mortal.

Bir işe yara.

Hazte útil.

Yara kanamaya başladı.

La herida comenzó a sangrar.

Yara enfekte oldu.

La herida se infectó.

Bir bacağımda üç yara, karnımda da iki yara vardı.

tres heridas en una pierna y dos heridas en el abdomen.

Lütfen yara izini gösterin.

A ver su herida.

O yara izi nereden?

¿De qué es esa cicatriz?

Yara çok derin mi?

¿Es muy profunda la herida?

Tom yara almadan kurtuldu.

- Tom evitó males mayores.
- Tom sólo se rasguñó.

Yara onun için ölümcüldü.

La herida fue fatal para él.

Hiç yara bere görmüyorum.

- No veo ningún moratón.
- No veo ningunos moretones.

Güç iyileşmesine kronik yara denir.

pero no se cura normalmente

Bir yara izim olacak mı?

¿Me va a quedar una cicatriz?

Yara kolunda bir iz bıraktı.

La herida le dejó una cicatriz en el brazo.

Yara izimi ne zaman gördün?

- ¿Cuándo viste mi cicatriz?
- ¿Cuándo vio usted mi cicatriz?

Arkadaşım bir yara yüzünden öldü.

Mi amigo murió de una herida.

Muammer Kaddafi yara almadan kurtuldu.

Muamar Alqadaafi escapó ileso.

- Askerin savaşlardan kalan hiç yara izi yoktu.
- Asker savaşlardan hiç yara izi almadı.

El soldado nunca tuvo cicatrices de batalla.

Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.

La cicatriz de su mejilla ya apenas se ve.

Tom parmağına bir yara bandı koydu.

Tomás se puso una curita en el dedo.

O, eline bir yara bandı yapıştırdı.

Se puso una tirita en la mano.

Tom'un yüzünde bir yara izi vardır.

Tom tiene una cicatriz en el rostro.

Onun kolunda bir yara izi var.

Él tiene una cicatriz en el brazo.

Tom'un kolunda bir yara izi var.

- Tom tiene una cicatriz en su brazo.
- Tom lleva una cicatriz en su brazo.

Ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.

y absolutamente crítico para la curación de heridas.

Kronik yara diye adlandırılan bir konuya rastladım.

me encontré con el tema de las llamadas "heridas crónicas".

Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?

¿Jamás le has enseñado tu cicatriz a nadie?

Yara atletin büyük acı çekmesine sebep oldu.

La herida causó al atleta un gran dolor.

Tanrı'ya şükür bu kazada kimse yara almadı.

Gracias a Dios que nadie salió lastimado en este accidente.

Kurtarıcılar, on saatlik bir kuşatmada yara alan altıncı kişi olan

Le lanzan otro tranquilizante, mientras rescatan a Gubbi.

Mary berbat plastik cerrahi sonrası kötü bir şekilde yara iziyle bırakıldı.

Mary fue dejada gravemente marcada después de la chapuza de cirugía plástica.

Operasyon iyi geçti. Ancak yara enfeksiyon kaptı ve Lannes dokuz gün sonra öldü.

La operación salió bien. Pero la herida se infectó y Lannes murió nueve días después.