Translation of "Yavru" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Yavru" in a sentence and their spanish translations:

Kayıp yavru.

El cachorro perdido.

Yavru kedi kestiriyor.

El gatito está echando una siesta.

Yavru kedi öldü.

El gatito se murió.

Yavru kedileri severim.

Amo los gatitos.

Yavru, güven içinde beslenebilir.

El polluelo puede alimentarse con seguridad.

Yavru köpek elimi ısırdı.

El cachorro intentó atrapar mi mano.

Yavru kedi uyumak istiyor.

El gatito quiere dormir.

Yavru kedi yağmurda oynuyor.

El gatito está jugando bajo la lluvia.

Tom yavru köpeği kurtardı.

Tom rescató al perrito.

Bu yavru penguen çok sevimli.

¡Este bebé pingüino es muy bonito!

Bir yavru köpek ister misin?

¿Quieres un cachorro?

Hiç yavru güvercin gördün mü?

¿Alguna vez has visto una paloma bebé?

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

Un cachorro joven es una víctima ideal.

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Por fin, la cachorra oye una llamada familiar.

Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.

Seis cachorros recién nacidos, con solo unas horas de vida.

Benim kızım bir yavru kedi istiyor.

Mi hija quiere un gatito.

Ben çocukken yavru bir köpeğim vardı.

Yo tenía un perro cuando era niño.

- Kedi yavruları meraklıdır.
- Yavru kediler meraklıdır.

Los gatitos son curiosos.

Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.

Caminando por el parque encontré una cría de pájaro.

Yavru kediler sevimli ve arkadaş canlısıdır.

Los gatitos son monos y amistosos.

Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.

Cuidado con el gallito. Pica.

Tom'un kedisinin dokuz yavru kedisi vardı.

La gata de Tom tuvo 9 gatitos.

Ufak yavru kayalarda daha atik hareket ediyor.

La cachorrita es más ágil sobre las rocas.

Muhabir: Ona bir yavru kedi mi almıştınız?

Periodista: ¿Le compraste un gatito a ella?

Annem bize bir yavru köpek satın aldı.

Mamá nos trajo un perrito.

Yavru köpek çok üzgün gözlerle ona baktı.

El cachorro la miró con ojos muy tristes.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

Cada hembra puede tener más de 100 cachorros.

Bu yavru en fazla iki haftalık. Ve aç.

Este polluelo apenas tiene dos semanas. Y tiene hambre.

- Tom kedi yavrularını sever.
- Tom yavru kedileri sever.

A Tom le gustan los gatitos.

Yavru köpeğin tek iyi gözü benimseme için yalvarıyor.

El único ojo sano del cachorro me ruega que le adopte.

Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.

Tienen hasta medio millón de crías. Solo unos pocos sobreviven.

Tom ve Mary yetim kalmış yavru bir kediyi kurtardı.

Tom y María salvaron a un gatito huérfano.

Yavru hayvanlarda nikotin iyi yapılanmış, sinirlere zarar veren bir toksin.

En animales adolescentes, la nicotina es una neurotoxina muy conocida

- Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- Sonunda başka bir yavru kedi seçti.

Al final ella eligió a otro gatito.

- Yavru her gün gittikçe daha da büyüdü.
- Köpek yavrusu her gün gittikçe büyüdü.

El cachorro crecía más y más cada día.

- Yuvadan düşen küçük bir kuşu kurtardık.
- Yuvadan aşağı düşmüş bir yavru kuşu kurtardık.

Salvamos a un pajarito que se había caído del nido.

Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.

Viajar lejos de día, para la recién nacida, es agotador. Deben cubrir la mayor distancia posible mientras está fresco.