Examples of using "أموال" in a sentence and their turkish translations:
hiçbir şekilde para almıyor
hep başkasının parasıyla hep bir yatırımlar yapıyor
başlık parası anlatıldı bu filmde
diye düşündüğümüzde o günün de parasına bir dönelim isterseniz
beş yıl boyunca kendi start-up'ımı yönetip şirketim için para topladım.
Kapitalizmin övüncü bu. Çalışmak ve başkalarının parasıyla para kazanmak.
Aksine devlete götürseler aslında çok daha büyük paralar alacaklardı
Peki virüslü marketlere mi gideceğiz? Yoksa paramız kalmadığı için çaresiz bir şekilde devletten medet mi umacağız?