Examples of using "الظروف" in a sentence and their turkish translations:
oraya buraya sürüklenir.''
Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.
insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.
nasıl ona tutunabiliriz ?
mükemmel arkadaşlarla onurlandırıldım.
Olasılıklar her bir ufak yavrunun aleyhine.
İlgili durumların tüm bağlantıları.
Bu koşullar altında biz başarılı olamayız.
temel eğitim ilkeleri, işte o zaman atılmıştır.
Doğru şartların oluşmasına birkaç saat daha var.
Çevre şartları ortam şartları vesaire yani
Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.
onun için orda olduğunu fark ettiğinde güçlü bir ders çıkarılmış oldu.
hangi koşulların etkilediğini, hangi toplum
uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.
Bu şartlar altında Apple-1'i çıkardı Steve Jobs
Fakat doğru koşullar altında o anıyı düzenleyebiliriz.
Koşullar doğru olmalı. Hava durumu şu anda biraz sakin.
Tüm bu şartlar, başkan Nicolas Maduro'ya karşı aylar süren protestoları tetikledi.
Mustafa Kemal, böyle bir ortamda, savaş ortamında, insanlar korkuyor,
çamur. Bu imkansız koşullarda, umutların hepsi bir atılımın yakında kaybolur.
Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.
Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.
küçücük birşey olabilir uygun şartlar ve tedavi sağlanmaz ise ölüme kadar gidebilir