Translation of "تؤدي" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "تؤدي" in a sentence and their turkish translations:

ولا أشعر أنها تؤدي المهمة.

ve bunun işe yaradığını hissetmiyorum.

عليك أن تؤدي واجباتك حالاً.

Derhal ev ödevini yapmalısın.

كل الطرق تؤدي إلى روما.

Tüm yollar Roma'ya çıkar.

يمكن أن تؤدي إلى تشكل صفائح أميلويد،

amiloid plaklarının, yani Alzheimer hastalığının belirtisi olan

ربما تؤدي هذه الإجراءات إلى اغتيال ترامب

belki de bu eylemler Trump'a bir suikast getirecek

بل حتى الأزمات السياسية والتي تؤدي لأزمات اللجوء -

ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...

ولذلك التحذيرات في بعض الأحيان تؤدي لردات فعل سلبية

bu yüzden, uyarılar, bazen böyle bir bumerang etkisine sahip olabilir.

فإنها حَتمًا تؤدي إلى مشاكل أكثر ممّا تُقدم حلولًا.

piyasalar, kaçınılmaz olarak çözdüğünden fazla sorun yaratıyor.

انها تؤدي للتساوي بين المساحة والشكل الحقيقي بشكل أدق

boyut ve şekil doğruluğunun hoş bir dengesi sayesinde kendine benimsedi.

سريعاً خلال مدةٍ اقصاها ثمانيةٍ واربعين ساعة حتى تؤدي الى

, yaralılar için komaya ve çoğu zaman çok karmaşık ve ölümcül bir

و نحن ايضا نرى كيف يمكن أن تؤدي التكنولوجيا إلى مشكلات.

Aynı zamanda teknolojinin nasıl sorunlara yol açabileceğini de görüyoruz.

‫في الكثير من الأحيان، هذه الغازات‬ ‫يمكنها أن تؤدي لفقدانك الوعي.‬

Bu gazlar, bilincinizi kaybetmenize neden olabilir.

- التمرين يصنع الإتقان.
- الممارسة تؤدي إلى الإتقان.
- الممارسة هي الطريق إلى الإتقان.

- Alıştırma mükemmel yapar.
- Uygulama usta yapar.
- Bıçak ne kadar çok dövülürse o kadar keskin olur.

الآن سيواجه الجيش العثماني العظيم ، لكنه يأمل في أن تؤدي الحملة الصليبية التي دعا إليها البابا بيوس

Artık Osmanlı ordusu ile karşı karşıyadır. ümidi ise Papa Pious'un Osmanlı'ya