Translation of "تواجه" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "تواجه" in a sentence and their turkish translations:

للمشاكل التي تواجه الإنسانية

cevaplar ve çözümler sağlamaya çalışmakta

يجب أن تواجه الحقائق.

- Gerçeklerle yüzleşmen gerekir.
- Gerçeklerle yüzleşmelisin.

عليك أن تواجه الأمر.

Bununla yüzleşmek zorundasın.

تواجه اليوم خطراً مضاعفاً بالانقراض نتيجة التغيرات

zürafalar ise, sessizlik ağaçları

انت تواجه السياح اليابانيين في كل مكان .

Japon turistlere her yerde rastlarsın.

المشاكل غير المحلولة التي تواجه العالم اليوم عملاقة

Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu çözülmeyen sorunlar devasa,

لكنه أظهر أيضًا أن لعبة الجولف قد تواجه مشكلة.

Ancak, golfün bir sorunu olabileceğini de gösterdi.

ألا تواجه النساء مشاكلاً أكثر أهميّة في كل أنحاء العالم؟"

Tüm dünyada kadınlar daha önemli sorunlarla ilgilenmiyorlar mı?" dedi.

‫لكن في هذا الوقت من العام،‬ ‫يجب أن تواجه الليل.‬

Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.

في جيش بايزيد يمكن أن تواجه فرسان الإفرنجة وجهاً لوجه.

Beyazid ordusunda Fransız şövalyeleriyle karşı karşıya gelen tek personeldi.

لم يتسنى لها أن تواجه هذا الخطر المسمى بالحرمان من النوم.

uyku yoksunluğu denen bu şeyle uğraşmak zorunda kalmadı.

ادى لتشكل معسكرين في الشرق والغرب. سرعان ما تواجه في عدة

olarak, Doğu ve Batı'da iki kamp kurmazlardı . Kısa süre sonra,

ان بريطانيا تواجه مجاعة إذا كانت U-القوارب لم يهزموا في وقت قريب.

U gemileri eğer İngiltere, açlık ile karşı karşıya gelecek yakında yenilmezler.

‫إننا في حالة من الإلحاح و الخطورة‬ ‫و النطاق لم تواجه البشرية من قبل.‬

Öncelikle biraz bağlam.

‫وإن لدغتك الأفعى المجلجلة هنا،‬ ‫ولم تتمكن من الحصول على المساعدة،‬ ‫يمكن أن تواجه الكثير من المتاعب.‬

Bir çıngıraklı yılan tarafından ısırılır ve yardım alamazsanız başınız cidden belaya girebilir.