Examples of using "عالٍ" in a sentence and their turkish translations:
Burada yüksek sesle konuşmayın.
Benim kolesterol seviyem yukarıda.
Yüksek sesle konuşmamalısın.
sonra ofiste oturup bunları kendimize sesli okurken
yerden daha yüksekte ve daha büyük bariyerli yapılması için savaşmış.
Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
avukatının masasına giderken
Ama işe yaraması için yüksek bir alkol seviyesinde bir konstantrasyona ihtiyacınız var.
Benim kolesterol seviyelerim yüksektir.
yeterince uzun ve yeterince gürültülü söylerseniz insanlar bu yalana inanırlar