Examples of using "لسامي" in a sentence and their turkish translations:
Sami'nin sırları vardı.
Sami'nin zengin bir babası var.
- Leyla, Sami'ye ödeme yaptı.
- Leyla, Sami'ye para verdi.
Leyla parayı Sami'ye verdi.
Leyla, Sami'nin bir resmini çekti.
Sami'nin küçük bir sandalı vardı.
Sami için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Leyla, Sami'ye daha fazla para verdi.
Sami'nin Müslüman adı Abdullah'tır.
Sami'ye verdiğim ayakkabılar onun için fazla küçüktü.
Sami'ye bazı kırılgan eşyalar teslim edildi.
Leyla, Sami'nin profil resmini gördü ve onu beğendi.
Sami yeni bir iş bulmanın çok zor olduğunu fark etti.
Sami, Leyla'yı asla dövmedi.
Sami hayatında hiç Müslüman biriyle tanışmadı.
Sami evli bir kadınla bir ilişki yaşıyordu.