Examples of using "متأخر" in a sentence and their turkish translations:
Geç saatlere kadar çalıştırıyorsunuz.
Her zaman geç kalıyorsun.
Svalbard'da kışın sonları.
Zaten geç kaldım.
Bana öyle geliyor ki tren geç kaldı.
Tayland'ın orta bölgesindeki Lopburi'de gecenin geç saatleri.
Dün gece çok geç saatlerde beni aradı.
Gitsen iyi olur. Geç oluyor.
Tom geç saatlere kadar dışarıda kalmamalıydı.
Erkeklerdeki testeron, hayatlarının geç dönemlerine kadar bitmiyor
Wellington'un pozisyonuna günün geç saatlerine kadar herhangi bir koordineli saldırı başlatamadı.