Translation of "مكسور" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "مكسور" in a sentence and their turkish translations:

بقلبٍ مكسور،

ve kalbim kırık

القلم مكسور.

- Kalem kırık.
- Kalem kırılmış.

المكتب مكسور.

Bu masa kırık.

هذا الكرسي مكسور.

Bu sandalye kırık.

ها شاحن الهاتف مكسور

Hani senin telefonunun şarj aleti bozuluyor

كان جورج مكسور الخاطر.

George kırık kalpli idi.

‫ول الحقيقة بقلب مكسور ومفتوح.‬

çözümleri paylaşmalı;

كان ضد كل أمر مكسور

bozuk olan her düzene karşıydı

بعد أن جرحت يدها بزجاج مكسور

Kırık bir cam parçasıyla kolunu kestikten sonra

لقد أوصل تلك الرسالة بقلب مكسور،

Bu mesajı, kırık bir kalple,

إذا أقررنا أنه عندما نقول: "قلب مكسور"

gerçekten de kırık ve hasarlı bir kalpten bahsediyor olabileceğimizi kabul edersek

قال: "اه، حسنًا، إذًا فدوار الدراجة مكسور."

"O zaman aynakolu eğrilmiştir."

توم كان قلبه مكسور عندما مات كلبه

Köpeği öldüğü zaman, Tom çok acı çekmişti.

فنحن نتحدث بالفعل أحياناً عن قلب مكسور حقيقي.

tüm bunlara daha iyi bir yol bulabiliriz.

إن أي أحد في وضعيتي هناك سيكون مكسور الخاطر.

Oradaki herkes benim gibi kırılmıştı.

توم كان قلبه مكسور عندما ماري قالت له انها تركته

Mary onu terk ediyor olduğunu söylediği zaman Tom'un kalbi kırılmıştı.