Translation of "‫أرض" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "‫أرض" in a sentence and their turkish translations:

‫أرض واحدة.‬

Bizler yaşam enerjisiyiz

أرض الله واسعة.

Allah'ın arzı geniştir.

أرض من ألف حلم متداخل.

ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

‫تُعرف هذه المنطقة‬ ‫بـ"أرض التنين"‬

Bu bölge, Ejderhalar Diyarı olarak bilinir

على قطعة أرض كانت تمتلك محطة للطاقة.

eskiden bir enerji santralinin kurulu olduğu bir bölgede.

إذا، كيف يبدو هذا على أرض الواقع؟

Uygulamada bu nasıl oluyor peki?

تقع نيكوبوليس على أرض مرتفعة، وتطل على نهر الدانوب.

Geriye çekilmeden Tuna nehrinin kontrolünü Niğbolu'dan alabiliyordu,

لكن الديكتاتور الروماني وضع 4000 جندي على أرض مرتفعة من شأنها أن تمنع

Fakat Romalı diktatör Hannibal'ın çıkmayı hedeflediği geçidi kapatacak olan 4.000 lejyoneri...

‫يُصعب الثلج عملية العثور على الطعام‬ ‫على أرض الغابة.‬ ‫عليها البحث في مكان آخر.‬

Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.

‫الشيء الجيد في هذا الأمر، ‬ ‫إنه يتيح لك البقاء على أرض مرتفعة.‬ ‫يسهّل لك هذا تحديد اتجاهك.‬

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

ألا ترغب في الذهاب إلى الماضي قليلاً وأن يقوم جدنا بإغلاق قطعة أرض جميلة من مكان جميل؟

Birazcık geçmişe gidip dedemize güzel bir yerden güzel bir arsa kapattırmak istemez misiniz?