Examples of using "Beggar" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir dilenci değilim.
- Tom dilenerek öldü.
- Tom dilenci olarak öldü.
Dan dilenci kılığına girdi.
Tom bir dilenci olarak kılık değiştirmişti.
Tom kendini bir dilenci olarak değiştirdi.
O bir dilenciden daha iyi değildir.
Bir dilenciden daha iyi değilim.
- O zengin fakat bir dilenci gibi yaşar.
- O zengin ve bir dilenci gibi yaşıyor.
Bay Yamaha bir dilenciye biraz ceviz verdi.
O zengin fakat bir dilenci gibi yaşar.
Dilencinin açlık ve yorgunluktan başı dönüyordu.
Sahip olduğum parayı dilenciye verdim.
Dilenciyi anlamak için dile ihtiyacın yok.
Bir dilenciye hiç para verdin mi?
Tom dilenciye biraz yiyecek ve para verdi.
- Tom dilenciye hem yemek hem de para verdi.
- Tom dilenciye hem yiyecek hem de para verdi.
O zengin ve bir dilenci gibi yaşıyor.
Sahip olduğum tüm parayı dilenciye verdim.
Dilenci bir parça ekmek istiyor.
Vaziyetine bakılırsa, bir dilenciye benziyor.
Üzerimde bulunan tüm parayı dilenciye verdim.
Dürüstlük koltuk değneği üzerinde bir dilenci; dolandırıcılık taçlı bir prensestir.
Adam bir kaynanası olmadığı için ilk şanslı dilenciydi.
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.