Examples of using "Blush" in a sentence and their turkish translations:
- Beni utandırıyorsun.
- Beni mahcup ediyorsun.
Onu utandırdın.
Senin adına utanıyorum.
Beni mahcup etme.
Onu utandırdın.
Onu utandırdın.
Tom'un kızardığını gördüm.
O kızarmaya başladı.
O kızarmaya başladı.
Tom kızarmaya başladı.
Onların kızardığını gördüm.
Onun kızardığını gördüm.
Onun kızardığını gördüm.
Beni utandırıyorsun.
Utanmaya başladım.
Dur! Beni utandırıyorsun.
Ben onun hatası için utanıyorum..
Tom kızarmaktan kendini alamadı.
Beni utandıracaksın.
Yüzü kızardı.
Seni gördüğümde kızarıyorum.
Hadi, Tom, beni utandırıyorsun.
Tom onun elini öptü, onu kızarttı.
Tom, onun yüzünü kızartarak Mary'nin elini öptü.
İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu.
Senden utanıyorum.
Tom kızarmaktan kendini alamadı.
Bana öyle bakmayı kes, beni utandıracaksın.
Biraz fandöten, biraz allık ve bir göz kalemi kullanıyorum.
annem ne kızardı bana yahu oynama o pis şeylerle diye