Examples of using "Hindered" in a sentence and their turkish translations:
Grev ulusal ekonomiyi aksatmıştır.
O, işimde beni engelledi.
Kötü hava hava baskınını engelledi.
Ağır sis ve yağmur, doğa yürüyüşçülerini aramayı engelledi.
Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.