Translation of "Spinach" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Spinach" in a sentence and their turkish translations:

Eat your spinach.

Ispanağını ye.

I hate spinach.

- Ispanaktan nefret ediyorum.
- Ispanaktan nefret ederim.

Tom hated spinach.

Tom ıspanaktan nefret ederdi.

Is this spinach?

Bu ıspanak mı?

Tom hates spinach.

Tom ıspanaktan nefret eder.

I like spinach.

Ispanaktan hoşlanırım.

- Eat up all your spinach!
- Eat all your spinach!

Ispanağının hepsini bitir.

Children often hate spinach.

- Çocuklar sıklıkla ıspanaktan nefret ederler.
- Çocuklar çoğu kez ıspanaktan nefret eder.

I ate some spinach.

Biraz ıspanak yedim.

Tom never eats spinach.

Tom asla ıspanak yemez.

Do you like spinach?

Ispanak sever misin?

You hate spinach, right?

Ispanaktan nefret ediyorsun, değil mi?

I never eat spinach.

Ben asla ıspanak yemem.

I'd like some spinach.

Biraz ıspanak isterim.

I don't like spinach.

Ispanak sevmem.

- You know that I hate spinach.
- You know I hate spinach.

Ispanaktan nefret ettiğimi biliyorsun.

- Tom knows I hate spinach.
- Tom knows that I hate spinach.

Tom, ıspanaktan nefret ettiğimi biliyor.

Did you eat your spinach?

Ispanağını yedin mi?

Spinach is good for you.

Ispanak senin için iyi.

These look like spinach plants.

Bunlar ıspanak gibi görünüyor.

I used to hate spinach.

Ispanaktan nefret ederdim.

Tom used to hate spinach.

Tom ıspanaktan nefret ederdi.

- I know that Tom doesn't like spinach.
- I know Tom doesn't like spinach.

Tom'un ıspanağı sevmediğini biliyorum.

- I don't think Tom likes spinach.
- I don't think that Tom likes spinach.

Tom'un ıspanaktan hoşlandığını düşünmüyorum.

Many children don't like eating spinach.

Birçok çocuk ıspanak yemekten hoşlanmaz.

You really seem to dislike spinach.

Sen gerçekten ıspanaktan hoşlanmıyor gibi görünüyorsun.

They really seem to dislike spinach.

Onlar gerçekten ıspanak sevmiyor gibi görünüyor.

She forced him to eat spinach.

O, onu ıspanak yemesi için zorladı.

My son never eats his spinach.

Oğlum asla ıspanağını yemez.

Tom doesn't like spinach at all.

Tom ıspanaktan hiç hoşlanmaz.

Tom knew Mary wouldn't eat spinach.

Tom, Mary'nin ıspanak yemeyeceğini biliyordu.

You don't like spinach, do you?

Ispanaktan hoşlanmıyorsun, değil mi?

- Tom told me that he didn't like spinach.
- Tom told me he didn't like spinach.

Tom bana ıspanaktan hoşlanmadığını söyledi.

- Even Tom knew that Mary didn't like spinach.
- Even Tom knew Mary didn't like spinach.

Tom bile Mary'nin ıspanaktan hoşlanmadığını biliyordu.

There are people who don't like spinach.

Ispanaktan hoşlanmayan insanlar var.

Both Tom and Mary don't like spinach.

Hem Tom hem de Mary ıspanaktan hoşlanmıyor.

- I didn't like spinach when I was a child.
- I didn't like spinach when I was a kid.

Çocukken ıspanağı sevmezdim.

I hated spinach when I was a kid.

Çocukken ıspanaktan nefret ediyordum.

When was the last time you ate spinach?

En son ne zaman ıspanak yedin?

Tom doesn't like spinach, so he didn't eat any.

Tom ıspanak sevmiyor, bu yüzden o hiç yemedi.

Spinach is a rich source of iron and calcium.

Ispanak demir ve kalsiyum açısından zengin bir kaynaktır.

You should eat more spinach. It's good for you.

Daha fazla ıspanak yemelisin. Senin için yararlı.

I don't know if Tom likes spinach or not.

Tom'un ıspanaktan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyorum.

My mum would try to give me kale and spinach.

lahana ve ıspanak yedirmeye çalışıyordu.

Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.

Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.

Cucumbers, spinach, broccoli and onions are considered non-starchy vegetables.

Salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.

"Aren't you going to eat the spinach?" "I'll eat it later."

"Ispanak yemeyecek misin?" "Sonra yiyeceğim."

She snicked in the spinach and the kale in the smoothie.

meyveli içeceğime biraz ıspanak ve lahana eklemişti.