Examples of using "Sprained" in a sentence and their turkish translations:
O, ayak bileğini burktu.
Bileğini burktun.
Ayak bileğimi burktum.
Tom bileğini burktu.
Tom ayak bileği burktu.
Bileğimi burktum.
Tom'un burkulmuş bir ayak bileği var.
Burkulmuş bir ayak bileğim var.
Tom bir ayak bileğini burktuğunu söyledi.
Sanırım ayak bileğimi burktum.
Tom'un ayağı takıldı ve ayak bileği burkuldu.
Tom yürüyüş sırasında ayak bileğini burktu.
Tom pazartesi günü bileğini incitti.
Tom, pazartesi günü ayak bileğini burktu.
Pazartesi günü bileğini incitti.
Voleybol oynarken parmağımı incittim.
Tom 20 Ekim'de bileğini burktu.
O, ayak bileğini burktu.
- Düştüğünde iki el bileğini de burkmuştu.
- Düşünce iki elini de burktu.
- Düşünce iki bileğini de burktu.
Tom yolculuğundan iki gün önce ayak bileğini burktu.
Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu.
Ayak bileğimi incitmeseydim yarışı kazanabilirdim.
Tom bileğini burktu ve eve yürüyerek gidemeyecek.
Tom bugün eve yürüyemeyecek. O bileğini burktu.
- Merdivende bir adımı kaçırdım ve korkarım ayak bileğimi burktum.
- Merdivende adımımı boşa atıp ayak bileğimi burktum maalesef.
Boynumda bir tutulma ile uyandım.
Bu duvarın üstünden geçmeye çalışırken bileğini burktu. O ne kadar aptal!