Examples of using "Strangle" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u boğarak öldürmedim.
Onu boğmak istiyorum.
Onu boğmadım.
Ben onu boğacağım.
Tom'u boğmak istiyorum.
Onu boğarak öldürmek istiyorum.
Onu boğmak istiyorum.
Tom Mary'yi boğmaya çalıştı.
Yüksek vergiler ekonominin gelişimini engeller.
Sami, Leyla'yı boğmakla tehdit etti.
Fadıl, köpeği boğmaya çalıştı.
Sami, Leyla'yı boğmak için bir kablo kullandı.
Sami, Leyla'yı boğmak için bir bağlama ipi kullandı.
Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi.
Sami, Leyla'yı boğmak için bir at ipi kullandı.
Tom, Mary'ye sıçradı ve onu boğmaya çalıştı.
Sami, karısını boğazlamak için çıplak ellerini kullandı.
Dan, Linda'nın hastane odasına daldı ve onu boğmaya çalıştı.