Examples of using "Unpredictable" in a sentence and their turkish translations:
Onların sağı solu belli olmaz.
Sen öngörülemezsin.
Beklenmedikti.
- Onun ne yapacağı belli olmaz.
- O çok önceden bilinmez.
Onun ne yapacağı belli olmaz.
Hayat öngörülemez.
Tom'un ne yapacağı belli olmaz.
Çok öngörülemezsin.
Tom son derece öngörülemez.
- Tom'un sağı solu hiç belli olmaz.
- Tom'u okumak çok zor.
Sonuçlar öngörülemezdi.
Bu öngörülemeyen bir pazar.
Sen her zaman çok öngörülemeyensin.
Tom'un öngörülemez olduğunu düşünüyorum.
Bazı insanlar sağı solu belli olmayan biri olduğumu söylüyor.
Tom öngörülemeyen, değil mi?
Tom öngörülemeyen olma eğilimindedir.
- Karımın sağı solu belli olmaz.
- Karım çok önceden kestirilemez.
Hippopotamuslar agresif ve ne yapacağı belli olmaz.
Tom genellikle çok öngörülemezdi.
Tom her zaman çok öngörülemez.
Tom ve Mary'nin ne yapacağı belli olmaz.
Tom çok öngörülemez, değil mi?
Bilgisayarlar kediler gibidirler: tamamen öngörülemeyen.
Tom'un öngörülemez olduğunu düşünüyor musun?
Buradaki hava çok öngörülemez.
Tom içki içerken çok sağı solu belli olmaz.
Tom'un davranışları sarhoş olduğunda tahmin edilemez.
Onların her ikisi öngörülemez ve sabırsız.
Bölgedeki Soğuk Savaş, asla öngörülemeyecek bir hal almış durumda.
Yaklaşık beş içkiden sonra, Tom'un davranışı öngörülemez olur.
- Kazanın başlıca nedeni öngörülemeyen havaydı.
- Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.