Examples of using "« george " in a sentence and their turkish translations:
"George Floyd, George Floyd, George Floyd ..."
- George oldukça gevezedir.
- George hayli geveze.
Adı George'tu ve George herkesten nefret ederdi.
"George? " dedi ev hanımı. "George kim? "
George Bush'u mu demek istiyorsun?
- George kız kardeşimle evlendi.
- George benim kız kardeşimle evlendi.
George kırık kalpli idi.
George onun midesine vurdu.
George iyi bir çocuk gibi görünüyor.
George Washington 1732 yılında doğdu.
George bana bir doğum günü kartı gönderdi.
Hatta George Washington Carver tarafından
Diane de üvey kız kardeşin, George.
George yolculuğun maliyetini hesapladı.
George'un gelip gelmediğini bilmiyorum.
George inanılmaz büyüklükte bir gırtlak kemiğine sahiptir.
Burada Berkeley'de dil bilimci olan George Lakoff'u ikna ettiler.
Fred ve George arayı nöbetleşerek sürdüler.
Arkadaşım George, bu yaz Japonya'ya gelecek.
George'un kız kardeşi bana biraz sandviç yaptı.
George Wallace, Garry Shandling, Jay Leno vardı.
Simone George: Mark'ı ilk gördüğümde görme engelliydi.
George, radyoyu dinlemiyorsan, onu kapat.
George'un beni aldatacağını hayal bile etmedim.
George Bush, karısıyla birlikte tatile çıktı.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
Yıllar önce Everest Dağı'nda ölecek olan büyük İngiliz kaşif George Mallory'ye