Examples of using "étagère" in a sentence and their turkish translations:
John bir kitap rafı yaptı.
John bir kitaplık yaptı.
Kitap raftadır.
Rafın kitaplarla dolu.
O ona bir kitaplık yaptı.
Kitabı rafına geri koydum.
Rafta çok fazla kitabın var.
Onun kitaplığında çok sayıda kitabı var.
Babam benim için bir raf yaptı.
Tom en üst rafa ulaşmak için bir sandalyeye çıktı.