Examples of using "Brown" in a sentence and their turkish translations:
Bay Brown'a saygı duyuyorum.
Bay Brown Harvard'da öğretmenlik yapıyor.
Bayan Brown, bir oyuncu gibi görünüyor.
Bay Brown bize İngilizce öğretiyor.
Bayan Hughes, bu Peter Brown.
Bay Brown ile iyi geçinir.
Bay Brown kendi gözlüklerini arıyor.
Bay Brown mali danışmanımızdır.
Bay Brown'la iyi geçinirler.
O sırada Bay Brown hastaydı.
Ben Bay Brown'la tanışmanı istiyorum.
- Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım o Bay Brown'dur.
- Bence o Bay Brown.
- Sanırım o Bay Brown.
John'un Bay Brown ile konuştuğunu duydum.
Bu Bay Brown tarafından yazılmış mektup.
Bay Brown bir doktor mu?
Bay Brown her zaman yanında bir kitap taşır.
Bay Brown üst sınıfa aittir.
Profesör Brown konuları çok iyi açıklıyor.
- Bay Brown oğluna Çince öğrettirdi.
- Bay Brown oğluna Çince öğretti.
Bayan Brown, siyaset üzerine bir kitap yazdı.
Bayan Brown kadar genç değilim.
Bana Bay Brown'un telefon numarasını verin lütfen.
Sen dışardayken Bay Brown diye biri geldi.
Bay Brown, Oregon'dan bir arkadaş, bizi yarın ziyaret edecek.
Bay Brown bir doktor mu?
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.