Examples of using "Disposait" in a sentence and their turkish translations:
Onun bir radyosu vardı.
- Hiç kalemi yoktu.
- Onun tek bir dolma kalemi yoktu.
Onun mükemmel bir mazereti vardı.
Ordunun çok silahı vardı.
Her eyaletin, sadece bir oy hakkı vardı.
O, sahip olduğu bütün parayı ona verdi.
Ailesinin fazla parası yoktu.
İlk bilgisayarımın yalnızca 128 kilobayt belleği vardı!
Eski kabin pek çok modern cihazdan yoksundu, hatta bir odun sobası bile vardı.
O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.