Translation of "L'aube" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "L'aube" in a sentence and their turkish translations:

- L'aube approche.
- L'aube vient.

Şafak vakti geliyor.

L'accident survint à l'aube.

Kaza şafakta oldu.

J'ai dormi jusqu'à l'aube.

Gün doğana kadar uyudum.

- Nous nous levâmes à l'aube.
- Nous nous sommes levés à l'aube.

Biz şafak vakti kalktık.

Regarde l'aube sur la mer !

Denizdeki şafağa bak!

Je me suis levé à l'aube.

Şafak sökümünde kalktım.

La petite fille s'éveilla à l'aube.

Küçük kız gün ağarırken uyandı.

Ils torturent les prisonniers jusqu'à l'aube.

Gün ağarana kadar mahkumlara işkence ediyorlar.

Dansant très souvent la salsa jusqu'à l'aube.

salsa kulüplerinde sabaha kadar dans ederdim.

La première d'une longue série, jusqu'à l'aube.

Şafak sökmeden daha çok avlayacak.

L'attaque de l'ennemi a cessé à l'aube.

Düşman saldırısı şafakta durdu.

L'attaque de l'ennemi prit fin à l'aube.

Düşman saldırısı şafakta sona erdi.

Tom n'est pas arrivé chez lui avant l'aube.

Tom gün ağarana kadar eve gelmedi.

Arrivant à l'aube sur le flanc droit de Napoléon.

şafak vakti Napolyon'un sağ kanadına ulaştı.

- Tom se réveilla à l'aube.
- Tom s'est réveillé aux aurores.

- Tom sabahın köründe uyandı.
- Tom sabahın ilk ışığında uyandı.
- Tom şafak sökümünde uyandı.

Nous nous sommes levés à l'aube pour éviter un embouteillage.

Bir trafik sıkışıklığından kaçınmak için şafak vakti kalktık.

On va la laisser quelques heures et on vérifiera avant l'aube.

Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

Nous avons été réveillés à l'aube par le sifflement d'un train.

Biz şafak vakti buharlı lokomotif düdüğü ile uyandırıldık.

- Ils y sont arrivés avant l’aube.
- Elles y arrivèrent avant l'aube.

Onlar oraya şafaktan önce geldi.

Quatre jours plus tard à Iéna, Lannes ouvre la principale attaque française à l'aube,

Dört gün sonra Jena'da, Lannes şafak vakti ana Fransız saldırısını başlattı

Son propre cousin Hjorvard fit une attaque surprise à l'aube sur la salle du roi.

Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.

Le lendemain, les troupes de Davout ont combattu un assaut majeur à l'aube de l'Autriche… puis ont lancé leur propre

Ertesi gün, Davout'un birlikleri büyük bir Avusturya şafak saldırısında savaştı… sonra kendi saldırısını