Translation of "Moderne" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Moderne" in a sentence and their turkish translations:

- Sa maison est très moderne.
- Leur maison est très moderne.

Onların evi çok moderndir.

Tom apprécie l'art moderne.

- Tom modern sanatı takdir ediyor.
- Tom modern sanattan hoşlanır.
- Tom modern sanattan zevk alır.

C'est une fille moderne.

O modern bir kızdır.

C'est un garçon moderne.

O çağdaş bir oğlan.

Je préfère l'ameublement moderne.

Modern mobilyayı tercih ederim.

J'apprends le grec moderne.

Modern Yunanca öğreniyorum.

Leur maison est très moderne.

Onların evi çok moderndir.

Sa maison est très moderne.

Onun evi çok modern.

L'art moderne ne m'intéresse pas.

- Modern sanatla ilgilenmiyorum.
- Modern sanat beni ilgilendirmiyor.

Il étudie la littérature moderne.

Modern edebiyat eğitimi alıyor.

Tom a l'œil pour l'art moderne.

Tom'un modern sanatta gözü var.

Il est diplômé en littérature moderne.

O, modern edebiyatı asıl branş olarak alıyor.

Il connaît bien la musique moderne.

Modern müzik ona tanıdıktır.

Je ne comprends pas l'art moderne.

Modern sanattan anlamıyorum.

Ils veulent avoir l'opportunité d'apprendre l'agriculture moderne.

Modern tarımı öğrenme şansına sahip olmak istiyorlar.

Google est le Dieu de l’homme moderne.

Google, modern insanın Tanrısı.

Je ne comprends pas le jazz moderne.

Modern cazı anlamıyorum.

L'ameublement de ce bureau est vraiment moderne.

Bu ofisteki mobilya gerçekten modern.

Cette cuisine est très moderne et jolie.

Bu mutfak çok modern ve güzel.

À l'ère moderne, les humains sont détachés.

Modern çağda insanlar bağımsızdır.

- J'apprends le grec.
- J'apprends le grec moderne.

Yunanca öğreniyorum.

Et pour la première fois dans l'histoire moderne,

ve modern tarihte ilk kez

On peut créer un système de brevet moderne

21. yüzyılın gereklerini karşılayan

Elle remonte au début de la médecine moderne.

Modern tıbbın başlangıcına dayanıyor.

Tom a du talent pour la peinture moderne.

Tom'un modern resme yeteneği var.

Je ne comprends vraiment pas la sculpture moderne.

Modern heykeltıraşlığı gerçekten anlayamıyorum.

Beaucoup d’européens ne connaissent pas le Japon moderne.

- Birçok Avrupalı modern Japonya'yı tanımıyor.
- Birçok Avrupalı çağdaş Japonya'yı bilmiyor.

Le téléphone est indispensable à la vie moderne.

Telefon modern yaşam için gereklidir.

L'hébreu moderne est plus facile que l'hébreu ancien.

Modern İbranice, Eski İbranice'den daha kolaydır.

La technologie moderne nous apporte de nombreuses choses.

Modern teknoloji bize çok şey verir.

Voilà un exemple de la vie anglaise moderne.

Bu, modern İngiliz yaşamın bir örneğidir.

La drogue est un cancer de la société moderne.

İlaçlar modern toplumun bir kanseridir.

La toxicomanie est un cancer dans la société moderne.

İlaç bağımlılığı modern toplumda bir kanserdir.

Interlingua est un outil moderne pour les communications internationales.

İnterlingua, uluslararası iletişim için modern bir araçtır.

La science moderne a transformé beaucoup d'impossibilités en possibilités.

Modern bilim birçok olanaksızlıkları olanaklı hale dönüştürmüştür.

Pourquoi la technologie moderne ne s'est pas développé en Chine ?

Neden Çin'de modern teknoloji gelişmedi?

Il a fallu longtemps pour faire progresser la médecine moderne.

Modern tıbbın ilerlemesi uzun bir süreçti.

Le couple a transformé la chimie en une science moderne.

Onlardan ikisi kimyayı modern bilime dönüştürdü.

La civilisation moderne est fondée sur la science et l'éducation.

Modern medeniyet bilim ve eğitim üzerine kurulmuştur.

Il a des connaissances en histoire moderne de la France.

O, Fransa'nın modern tarihi hakkında bilgi sahibidir.

J'ai du mal à comprendre l'art moderne abstrait, particulièrement Mondrian.

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.

Sao Paulo est la ville la plus moderne du Brésil.

Sao Paulo Brezilya'nın en modern şehridir.

Comment le féminisme moderne ébranle-t-il encore plus les femmes ?

Ve modern feminizm bunu daha da kötüleştiriyor olabilir mi?

Un langage désuet de la civilité du début du temps moderne,

belirli görüşlerle konuşmak için

Aujourd'hui, je parlerai de l'importance du sport dans la société moderne.

Bugün modern toplumda sporun önemi hakkında konuşacağım.

J'aimerais qu'il y ait une traduction plus moderne de ce livre.

Keşke bu kitabın daha fazla modern çevirisi olsa.

Le bâtiment ATT à New-York est un exemple d'architecture post-moderne.

New York'taki AT&T binası bir postmodern mimari örneğidir.

été victime de l'évolution de l'architecture moderne. Les gratte-ciel courent vers le

Modern mimarinin evriminin kurbanı oldum . Gökdelenler

Si ce n'était pour la médecine moderne, je serais mort à l'heure qu'il est.

Modern tıp olmasaydı şu an ölmüş olurdum.

Une table à café, à l'apparence moderne, se trouvait au centre de la pièce.

Odanın ortasında modern görünümlü bir kahve sehpası vardı.

Emirats sont planifiées de la meilleure façon, et certains pensent qu'elles sont de forme moderne,

en iyi şekilde planlanıyor ve bazıları şekil olarak modern olduklarına inanıyor,

"Les versets sataniques" de Salman Rushdie est un véritable chef-d'œuvre de la littérature moderne.

Salman Rüşdi'nin “Şeytan Ayetleri” modern edebiyatın gerçek başyapıtıdır.

Je suis allé à toutes les expositions d'art moderne qui se sont tenues à Tokyo l'année dernière.

Geçen yıl Tokyo'da gerçekleşen her modern sanat gösterisine gittim.

Un des plus gros problèmes dans notre société moderne, c'est que les gens ne voient pas le monde comme moi.

Modern toplumun en büyük sorunlarından biri, insanların dünyayı benim gibi görmemeleri.

L'art de la guerre moderne ne demande pas nécessairement des soldats armés jusqu'aux dents pour être efficaces en tant que combattants.

Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.