Translation of "Vrais" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Vrais" in a sentence and their turkish translations:

De vrais problèmes,

gerçek sorunlar,

De vrais chiffres,

gerçek sayılar,

vrais cheveux uniquement, pas d'extensions. »

saçları sahici olmalı, ek saç olmamalı."

Est-ce vos vrais cheveux ?

Bu senin kendi saçın mı?

- J'ai de vrais sentiments à ton égard.
- J'ai de vrais sentiments à votre égard.

Senin için gerçek duygularım var.

De vrais personnes réalisent ce travail,

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

Et créer de vrais collectifs puissants.

ve gerçek, güçlü topluluklar kuracak bir dünya.

J'ai accouché de deux vrais jumeaux.

- Tek yumurta ikizleri doğurdum.
- Tek yumurta ikizleri dünyaya getirdim.

Les vrais hommes boivent du thé.

Gerçek erkekler çay içerler.

Ils ne sont pas mes vrais parents.

Onlar benim gerçek ebeveynlerim değil.

Les vrais créateurs de l'Histoire sont les masses.

Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.

Les vrais propriétaires de tous sont des chauves-souris

onların hepsinin aslında gerçek sahipleri yarasalar

Maintenant je peux voir qui sont mes vrais amis.

Artım gerçek arkadaşlarımın nerede olduğunu görebiliyorum.

Je ne sais pas qui sont mes vrais parents.

Gerçek anne ve babamın kim olduklarını bilmiyorum.

Je pense que Tom et Jean sont de vrais jumeaux.

Sanırım Tom ve John tek yumurta ikizleri.

Les jardiniers du château de Villandry sont de vrais artistes.

Villandry şatosundaki bahçıvanlar gerçek birer sanatçı.

C'était apprendre comment se faire de vrais amis et les garder.

derste Antik Roma ile uğraşmak zorunda kalırdık.

Tolstoï a dit que de vrais amis doivent se faire confiance.

Tolstoy, gerçek arkadaşların birbirlerine güvenmelerini söyledi.

- C'est nous qui sommes les véritables héros.
- Les vrais héros, c'est nous !

Gerçek kahramanlar biziz.

Nous ne pouvons pas tomber sur les vrais coups de pinceau de Vinci

Da Vinci'nin gerçek fırça darbelerine rastlayamıyoruz

Certains de mes camarades sont des vrais noobs ; ils ne connaissent rien en informatique.

Sınıf arkadaşlarımın bazıları yeni internet kullanıcısıdır; onlar bilgisayar bilimleri hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.

Les vrais artistes ne méprisent rien ; ils s'obligent à comprendre au lieu de juger.

Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Les vrais mecs vont à la gym pour soulever de la fonte, pas pour faire de l'aérobic.

Gerçek erkekler aerobik yapmak için değil, ağırlık çalışmak için spor salonuna giderler.

Ces vrais jumeaux ont été séparés à la naissance et ont été élevés dans des familles différentes.

Bu tek yumurta ikizleri, doğumda ayrıldılar ve farklı ailelerde yetiştirildiler.