Examples of using "Englischer" in a sentence and their turkish translations:
Karasakal kötü şöhretli bir İngiliz korsandı.
Beowulf? İngilizce ilk epik eser,
Onun İngilizce bir iş görüşmesi vardı.
J. J. Thomson bir İngiliz bilimciydi.
Çok az sayıda İngilizce kitabım var.
O bir İngiliz vatandaşı fakat Hindistan'da yaşıyor.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
Bu kütüphanede bir sürü İngilizce kitap var.
Eğer binlerce filmi İngilizce izlersem, ben onda akıcı olacak mıyım?
Hata yapmaktan korkan kişiler İngilizce konuşmada gelişme kaydedemez.
"Almanca sözcük morfolojisi ile ilgili makalemi Almanca mı yoksa İngilizce mi yazmam gerek?" - "Benim için önemli değil. Bugünlerde İngilizce daha yaygın."
Dün İngilizce yazılmış bir mektup aldım.
Hayatında ilk kez, Yuka, İngilizce bir kitabı okuyarak bitirdi.