Examples of using "Geschäftsführer" in a sentence and their turkish translations:
- Yöneticiyle konuşun.
- Müdürle konuş.
Tom yöneticiyle el sıkışıyor.
Tom yöneticiye şikayet ediyor.
Biz yöneticiyi geri arıyoruz.
Bu yeni müdür.
- Ben yönetici değilim.
- Ben müdür değilim.
Tom gerçekten bir müdür mü?
Tom milyar dolarlık bir şirketin CEO'sudur.
Yönetici acil bir personel toplantısı yaptı.
Mary'yi müdürle tanıştırmak zorundayım.
Bay Ozawa bir sonraki yönetici olacak mı?
- Yöneticinle konuşmak istiyorum.
- Yöneticinizle konuşmak istiyorum.
Tom'u müdürle tanıştırmalıyım.
Aslında o bir sürücü değil.
Tom Jackson aslında yönetici değil.
O şirketi ağabeyim yönetiyor.
Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.
Ben müdürüm.
Çok sayıda yönetici ve yeterli olmayan işçiler var.
Bu mağazanın müdürü sakal uzatıyor.
Bu büyük şirketin CEO'su, bir narsist ve sosyopattır.
Müdürle birlikte bir restoranda akşam yemeği yedik.
Başkan yeni bir yönetici adadı.
Bay Ozawa sonraki yönetici olacak mı?
O, aslında müdür değildir.
O şirketi ağabeyim yönetiyor.
O, müdüre kızgın bir müşteri gönderdi.