Examples of using "Grenzen" in a sentence and their turkish translations:
Sınırı aşıyorsun.
Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.
Benim dil sınırlarım benim dünyamın sınırları anlamına gelir.
O, kendi sınırlarını bilir.
Tom sınırlarını bilir.
Limit yok.
Her şeye bir limit vardır.
Aşk sınır tanımaz.
Sınırların canı cehenneme!
O, sınırlarını denemek istedi.
O, sınırlarını test etmek istedi.
Ben sınırlarımı test etmek istiyorum.
İki köy birbirine bitişiktir.
Doğa hiçbir sınır tanımaz.
Bu pandemi, ulusal sınırları aştı.
Hangi ülkeler Slovenya ile sınır komşusudur?
İnsan arzusunda hiçbir sınır yoktur.
Sizin sınırlar beni tutmaz.
Kaliforniya ve Nevada birbirine sınır komşusudur.
Aşk sınır tanımaz.
Sınırların canı cehenneme!
bir ordu komutanı olarak sınırları korkunç bir şekilde açığa çıktı.
- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
- ABD, Kanada ile komşudur.
İnsanın zulmü sınırsızdır.
Başkalarına limit koyabildiğimiz gibi
Bulutların gelmesiyle gece görüşü sınırlanıyor.
Fakat sınırsız bir hayat yaşamanın bedeli de var.
Bilgimin sınırlarının farkındayım.
Şehrin içindeki bir vahada yaşamanın kısıtları vardır.
Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.
Kendi sınırlarını bilmen önemlidir.
Amerika Birleşik Devletleri, güney sınırımızda toplama kampları düzenliyor.
Sınırlar diye bir şey yoktur, ne düşünce, fikir dünyamızda, ne de duygularımızda. Hep korkudur, bizi sınırlayan.
Demek istediğim kurulması ve saygı duyulması gereken sınırlar olduğudur.
Brian kullandığı parayı kesinlikle sınırlamak niyetinde.
Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.