Examples of using "Istanbul" in a sentence and their turkish translations:
- İstanbul'da yaşıyorum.
- İstanbul'da oturuyorum.
İstanbul'da yaşıyorum.
İstanbul'da oturuyorum.
İstanbul boğaz boyunca yer alır.
basiretsiz dar görüşlü bir padişahın İstanbul'u fethettiğini
arkasından İstanbul Üniversitesi işletme bölümünden mezun oluyor
İstanbul depremini bilen profesör
İstanbul'da yaklaşık üç bin tane cami var.
İstanbul Türkiye'nin en fazla nüfuslu şehridir.
İstanbul'un en kötü yanı trafiktir.
İstanbul Türkiye'nin en büyük şehridir.
İstanbul'daki işçiler tarafından da kutlanmaya başlandı
bu ses İstanbul'dan bile duyulmuştu
O, karısıyla İstanbul'a taşındı.
anadoludan İstanbul'a tayini çıkmış ve maaşı İstanbul'da yaşamak için yetmiyor malesef
ve patlamadan çıkan sesin İstanbul'dan
İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.
553 Gölcük 557 İstanbul depreminden nasibini aldı
deprem nedir? İstanbul'da neden bir deprem bekleniyor
yakında Yaşadığımız İstanbul depreminden sonra baz istasyonları kitlendi
Ya da İstanbul'dan alacakasın İzmir'de satacaksın
Tom, Paris'ten İstanbul'a efsanevi Orient Express'le yolculuk etti.
fakat Türkler tarafından İstanbul Kuşatıldığında bu tüneller kapatılmış
İstanbul'a geldiğimden beri tam on kez taşındım.
Sevdiğim kadın İstanbul'da çalışıyor ve onu çok özlüyorum.
herkes köyünden kentinden İstanbul'a gidiyordu meşhur olmak derdine
gelelim Ekrem İmamoğlu meselesine. Ekrem İmamoğlu'da İstanbul Üniversitesi İşletme mezunu
„Alman nüfus cüzdanı ile İstanbul'a uçabilir miyim?" „Hayır, uçakla uçabilirsin."
Orient Express, Paris, Fransa ve İstanbul arasında çalışan lüks bir yolcu treniydi.
Kemal Tahir "Esir Şehrin İnsanları" isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.
İstanbul'dan geliyorum. Şimdi Berlin'de yaşıyorum. Burada Almanca öğrenmeye devam ediyorum. Ama pratik yapmaya ihtiyacım var.