Translation of "Pension" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Pension" in a sentence and their turkish translations:

Ich ging in Pension.

Ben emekli oldum.

Mein Großvater lebt von einer Pension.

Dedem emekli maaşıyla geçiniyor.

Wann bist du in Pension gegangen?

Ne zaman emekli oldun?

Gibt es eine Pension in der Nähe?

Yakında hiç pansiyon var mı?

Er ging mit 60 Jahren in Pension.

Altmış yaşında emekliliğe hak kazandı.

Die Pension reicht für die Lebenshaltungskosten nicht aus.

- Emekli maaşı yaşam giderleri için yeterli değildir.
- Emekli maaşı geçim harcamaları için yeterli değildir.

Ich wünschte, ich könnte auf der Stelle in Pension gehen.

Keşke şimdi emekli olabilseydim.

„Was machen Sie in Zukunft?“, hat einmal ein junger Reporter den alten Eisenhower gefragt, als dieser in Pension ging. Darauf Eisenhower: „Ach, junger Mann, nur keine Hektik! Ich werde erst einmal einen Schaukelstuhl auf die Veranda stellen. Darin werde ich sechs Monate lang ruhig sitzen. Und dann werde ich ganz langsam anfangen zu schaukeln.“

Bir zamanlar genç bir muhabir, emekliliği yaklaşan yaşlı Eisenhower'a ''Gelecekte ne yapacaksınız?'' diye sordu. Bunun üzerine Eisenhower:'' Ah! Genç adam, acele yok! Öncelikle verandaya sallanan bir koltuk koyacağım. Ondan sonra altı ay boyunca sakince oturacağım. Sonra da çok yavaşça sallanmaya başlayacağım.''