Translation of "Wange" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Wange" in a sentence and their turkish translations:

Sie tanzten Wange an Wange.

Onlar yanak yanağa dans ettiler.

- Sie hat ihn auf die Wange geküsst.
- Sie küsste ihn auf die Wange.

- O, onu yanağından öptü.
- Onu yanağından öptü.

- Sie küsste mich auf die Wange.
- Sie gab mir einen Kuss auf die Wange.

- Benim yanağımı öptü.
- Beni yanağımdan öptü.

- Er küsste sie auf die Wange.
- Er gab ihr einen Kuss auf die Wange.

O onun yanağını öptü.

Ein Regentropfen platschte auf ihre Wange.

Bir yağmur damlası onu yanağına sıçradı.

Er küsste mich auf die Wange.

O beni yanağımdan öptü.

Ich küsste sie auf die Wange.

Onun yanağını öptüm.

Tom küsste Maria auf die Wange.

- Tom, Mary'yi yanağından öptü.
- Tom Mary'nin yanağını öptü.

Tom küsste mich auf die Wange.

Tom beni yanağımdan öptü.

Sie küsste mich auf die Wange.

O beni yanağımdan öptü.

Tom hat eine Narbe auf der Wange.

Tom yanağında bir yara izi var.

Ich hab ihn auf die Wange geküsst.

Ben onu yanağından öptüm.

Es war nur ein Kuss auf die Wange.

O sadece yanaktan bir öpücüktü.

Mary küsste den jungen Mann auf die Wange.

Mary genç adamı yanağından öptü.

Meine dreijährige Nichte küsste mich auf die Wange.

Üç yaşındaki yeğenim beni yanaktan öptü.

Sie wischte sich eine Träne von der Wange.

O, yanağından gözyaşını sildi.

Maria gab ihm ein Küsschen auf die Wange.

Mary onun yanağına küçük bir öpücük verdi.

Maria hat auf der linken Wange eine Narbe.

Mary'nin sol yanağında yara izi var.

Sie gab ihrem Vater einen Kuss auf die Wange.

Babasını yanağından öptü.

Tom weckte Maria mit einem Kuss auf die Wange.

Tom yanaktan bir öpücükle Mary'yi uyandırdı.

Maria gab Tom ein flinkes Küsschen auf die Wange.

Mary Tom'a yanağından hızlı bir öpücük verdi.

Die Narbe auf seiner Wange ist kaum noch zu sehen.

Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.

Sie küsste mich auf die Wange und sagte gute Nacht.

Yanağımdan öptü ve iyi geceler dedi.

Tom umarmte Maria und gab ihr ein Küsschen auf die Wange.

Tom Mary'ye sarıldı ve yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

Maria knuddelte mich und gab mir einen Kuss auf die Wange.

Mary bana sıkıca sarıldı ve yanağımdan öptü.

Sie beugte sich zu ihm und küsste ihn auf die Wange.

Eğildi ve onun yanağını öptü.

Sie hat uns auf die Wange geküsst und uns eine gute Nacht gewünscht.

O bizi yanağımızdan öptü ve bize iyi bir gece diledi.

Tom gab Maria einen Kuss auf die Wange und stieg dann in seinen Wagen.

Tom Mary'yi yanağından öptü ve sonra onun arabasına bindi.

Tom wandte sich Maria zu und gab ihr zwei Küsse, einen auf jede Wange.

Tom Mary'ye doğru döndü ve ona iki öpücük verdi, her yanağına bir tane.

Tom nahm Maria in den Arm und gab ihr einen Kuss auf die Wange.

Tom, Maria'yı kollarına aldı ve ona yanağından bir öpücük verdi.

Er flüsterte mir „Ich liebe dich!“ ins Ohr und küsste mich dann auf die Wange.

Kulağıma "Seni seviyorum" diye fısıldayıp ardından beni yanağımdan öptü.

- Tom trug Maria auf den Armen und gab ihr auf die Wange einen Kuss.
- Tom hob Maria auf die Arme, so, wie ein Mann seine neuvermählte Frau über die Schwelle trägt, und gab ihr einen Kuss auf die Wange.

Tom yeni gelinini eşikten taşıyan bir adamla aynı şekilde Mary'yi kaldırdı ve onu yanağından öptü.