Examples of using "Chiaro" in a sentence and their turkish translations:
Her şey hazır.
Dobra dobra konuşalım.
O temiz görünüyor.
Senin hatalı olduğun bellidir.
Biz sana yüksek sesle ve net okuduk.
Seni yüksek sesle ve net duyabiliyorum.
Tabii ki yalan söyledi.
O belli değil miydi?
O açık olmalı.
Bu temiz değil.
O açık değil mi?
Her şey belli olacak.
O şimdi senin için yeterince açık mı?
Onun suçlu olduğu açıktır.
Onun zengin olduğu açık.
Elimden geldiğince açık konuşuyorum.
Mesaj net.
Herkese açıktır.
Anlaşıldı mı?
O yüksek sesle ve net konuştu.
Mesaj açıktı.
Ben açık mıyım?
Mesaj açık mı?
Bu şimdi temiz mi?
Onunla evlenmek istediğini açıkladı.
Benimle konuşmak istemediği açık.
Amacımız apaçık.
Onun yapmayı düşündüğü şey açıktı.
Onun yalan söylediği belliydi.
Daha açık bir renk tercih ederim.
Bu kafa karıştırıcı olurdu.
Şimdi her şeyi açıkça anladım.
Onun demek istediği açık değildi.
- Anladın mı?
- Tamam mı?
- Süreç gayet açıktı.
- İşlem oldukça açıktı.
Mesaj çok açıktır.
Senin için açık olacağım.
Bir sorunumuz olduğu oldukça açık.
Yani şunu çok açıkça söyleyeyim,
Şu ana dek. MEHTAPLI DÜZLÜKLER
Mary soluk mavi bir elbise giydi.
Tom'un mutsuz olduğu açık.
Tom'un açık kahverengi saçları var.
Her şey daha net oldu.
Saçlarım açık kahverengidir.
Açık olmak istiyorum.
Onun mesele ile ilgilenmediği açıktı.
Buna bir son verelim.
Kız açık mavi bir kimono giydi.
Açıkça sen Tom'a kızgınsın.
Açıkça Tom için duyguların var.
Duvarlar açık kahverengiye boyandı.
Ben çatıyı açık maviye boyadım.
Tom'un nasıl öldüğü belirsiz.
Bu diyagramda ne demek istediğimi görebilirsiniz.
Bunu daha önce olduğundan daha iyi biliyoruz.
Dışarısı hâlâ aydınlık.
Mike'ın yanlış otobüse bindiği açık.
- Tom'un o konuda konuşmak istemediği açık.
- Tom'un o konuda konuşmak istemediği belli.
Bu açık.
Bu mektubu kimin yazdığı belli değildir.
Tom'un henüz ikna olmadığı açık.
Prosedür açık mı?
- Sebep açıktır.
- Sebep açık.
Tom'un geç kalacağı oldukça açık.
Yeni Alfa Romeo arabam açık kırmızıdır.
Benim başkası olduğumu düşündükleri açık.
O adil.
Tom'un burada olmak istemediği benim için belli.
Çiti Tom'a açık yeşile boyattık.
ya da bu hafta gibi bir haftaya Söylemek zorundayım ki
Tom ve Mary'nin birlikte zaman geçirmek istedikleri açık.
Daha net olmamıştı.
Polisin olağan arama prosedürlerini izleyip izlemediği belli değil.
Saat 2.30'a kadar niçin işi bitirtmek zorunda olduğumuzu Tom gayet net açıkladı.
Burada şüpheli bir şey var.
- Bu işin altında bir iş var.
- Bu işte bir bit yeniği var.
Kazazedelerin tahminleri çılgınca değişir, ancak açıktır her iki taraf da felaket kayıplarına uğradı.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Sen ve ben arkadaş değiliz. Biz ortak bir düşmana karşı müttefikiz.
Tom'un çok açık sözlü olduğunu düşünüyorum.
Tom öyle düşüncesizce yorum yaptı ki başlangıçta önemsiz gibi görünüyordu fakat sonra onun yüzündeki ve beden dilindeki gerilimi gördüm ve bunun onun için gerçekten dünya kadar önemli olduğu çabucak ortaya çıktı.