Examples of using "Devi" in a sentence and their turkish translations:
Ölmelisin.
Dikkatli olmak zorundasın.
Sen hastasın. Dinlenmek zorundasın.
Bize yardım etmek zorundasın.
- Geri gelmek zorundasın.
- Geri gelmelisin.
Beni dinlemen gerek.
Beklemelisin.
Besleyici gıdalar yemelisin.
Ölmek zorunda olduğunu unutma.
Sen Tom olmalısın.
Partiye gitmek zorundasın.
Sen bana bir öpücük borçlusun.
Endişelenmek zorunda değilsin, Tom.
- Özür dilemene gerek yok, Tom.
- Özür dilemen gerekmiyor Tom.
gitmek zorunda kalacaksın."
Sen bir aptal olmalısın.
Onu kesinlikle izlemelisin.
Sakin olmalısın!
Durmak zorundasın, Tom.
Onu derhal yapmalısın.
Denemek zorundasın, Tom.
- Derhal dönmelisin.
- Derhal iade etmelisin.
Ona yardım etmelisin, çabuk!
Bana bir şey söylemek zorundasın.
Orada olman gerekiyor.
- Tom'u dinlemen gerekiyor.
- Tom'u dinlemeniz gerekiyor.
- Tom'u dinlemelisin.
- Tom'u dinlemelisiniz.
Senin onlara dinlettirmen gerekiyor.
Hemen gitmen gerek.
Bana 1,000 dolar borçlusun.
Onun ne olduğunu tahmin etmelisin.
Şimdi yatmaya gitmelisin.
- Kendini kontrol etmelisin.
- Kendini kontrol etmek zorundasın.
Rolünü kabul etmek zorundasın.
Bir karar vermelisiniz!
Bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.
Yetki sizde, karar sizin.
Sakinleşmen gerek.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.
Çalışmaya devam etmek zorundasın.
Bunu da almak zorundasın!
- Postaneye gitmek zorunda mısın?
- Sen postaneye mi gitmek zorundasın?
- Bir smokin giymen gerekiyor.
- Bir smokin giymelisin.
- Bir smokin giymen lazım.
- Bir smokin giymek zorundasın.
- Bir yetişkin gibi davranmak zorundasın.
- Bir yetişkin gibi davranman gerekiyor.
- Bir yetişkin gibi hareket etmen gerekiyor.
Bütün söylemek zorunda olduğun bu mu?
Ölmen gerektiğini düşün.
Benimle gelmek zorundasın.
Bu defa oraya gitmelisin.
Şikayet etmeyi kes. Gitmek zorundasın.
Bize özür dilemen gerekiyor.
Artık bunu yapmak zorunda değilsin.
Bir diyete bağlı kalman gerekiyor.
Gitmeliysen, git.
Bunu çok sık yapmak zorunda mısın?
Bana özür borçlusun.
Ağrıya katlanmalısın.
Gerçekten dikkatli olmalısın.
Bunu hemen yapmak zorunda değilsin.
Öyle davranmamalısın.
Soruyu yanıtlamak zorundasın.
Onu derhal yapmalısın.
İngilizceyi adım adım öğrenmek zorundasın.
Onları durdurmak zorundasın.
Beni kurtarmalısın.
Dürüstçe yanıtlamalısın.
Onlara yardım etmek zorundasın.
- Onlara yardım etmelisin.
- Onlara yardım etmek zorundasın.
Kalmak zorunda mısın?
Onları uyarmak zorundasın.
Onları dinlemek zorundasın.
Onları kurtarmalısın.
Onları bulmak zorundasın.
Onları aramak zorundasın.
Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.
Tamam, bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.
Kendinden başka suçlayacak kimsen yok.
Adım adım öğrenmelisin.
Orada bir kravat takmalısın.
Adam gibi davran.
Yemin ederim, Tom. Bana inanmak zorundasın.
Uyanık kalmaya çalışmak zorundasın.
Hadi, bunu ona tekrar açıklamak zorundasın.
- Sana söylediğim gibi yapmalısın.
- Dediğimi yapmak zorundasın.
Nereye gitmek zorunda olduğunu bilmiyorum.
Yorgun olmalısın biliyorum.
Hemen benimle gelmen gerekiyor.
Şimdi onunla gitmelisin.
Yemek yerken okumamalısın.
Yaptıkların için cevap vermelisin.
O hançeri böyle tutmalısın.
Sen görevini yapmalısın.