Translation of "だって" in Turkish

0.045 sec.

Examples of using "だって" in a sentence and their turkish translations:

俺だってそうさ

Ben mi? Birçok kez.

だって事実だろ。

Ama bu doğru!

ほんとだってば。

Ben dürüstüm.

私だって判らない。

Ben bile anlamıyorum.

考えすぎだってば。

Aşırı analiz yapıyorsun.

行っちゃイヤだって。

Gitmemesi için ona yalvardım.

だから何だってんだ。

Ee yani ne.

朝食はバイキング形式だって。

Sabah kahvaltısı iskandinav usulü açık büfedir.

女性だってエッチしたい。

Kadınlar da seks yapmak ister.

ママだって知ってるよ。

Annem bile bunu bilir.

しつこいな!ダメだって!

Bak, Ben hayır dedim!

いつだって 飛び出そう

Her gün çıkabilirsiniz

だって 私なら学生達に

çünkü matematikte iyi olmanın

だって好きなんだもの。

Bu seni sevdiğim içindir.

トムは嘘つきだってこと?

Tom yalancı olduğunu mu söylüyorsun?

- トムは臆病者だって知ってる。
- トムがビビりだってことは分かってる。

Tom'un korktuğunu biliyorum.

- トムが元カノとより戻したんだって。
- トムが元彼とより戻したんだって。
- トムが前の奥さんとより戻したんだって。

Tom tekrar eski sevgilisiyle.

トムは今日忙しいんだって。

Tom bugün meşgul olduğunu söylüyor.

トムは興味がないんだって。

Tom ilgilenmediğini söyledi.

トムは退屈だったんだって。

Tom canının sıkıldığını söyledi.

- トムはメアリーが好きだって知ってるよ。
- トムはメアリーが好きだって、分かってるわ。

Tom'un Mary'den hoşlandığını biliyorum.

だって お金が必要な夢とか

Çünkü para gerektiren hayaller

心配事は いつだって 食物や

sürekli yiyecek,

それは誰にだって同じ事だ。

O, herkes için aynı.

メアリーはタイプだってトムが言ってた。

Tom bana Mary'nin onun tipi olduğunu söyledi.

トムとメアリーが離婚したんだって。

Tom ve Mary'nin ayrıldığını duydum.

誰だって楽な生活をしたい。

Herkes rahat bir şekilde yaşamak istiyor.

怖がらないでよ。私だってば。

Korkmayın. Sadece benim.

あのツアー、キャンセル待ちの状態だって。

O turun zaten bir yedek listesi var.

トムは子供が嫌いなんだって。

Tom çocukları sevmediğini söylüyor.

隣のクラスの転校生、超イケメンだって。

Diğer sınıftaki nakil öğrenci süper yakışıklı bir tiptir.

トムはね、チョコレートアイスが好きなんだって。

Tom, çikolatalı dondurmayı sevdiğini söylüyor.

トムがバンド辞めたいんだってさ。

Tom gruptan ayrılmak istediğini söylüyor.

僕だって赤ん坊ではないぞ。

Dün doğmadım.

- メアリーのことが心配なんだって、トムが言ってた。
- トムはメアリーのことが心配なんだって。

Tom, Mary hakkında endişeli olduğunu söyledi.

TED だって3つじゃないですか

ki TED'in açılımında bile üç fikir var:

彼はあれでも絵書きだってさ。

O, bir ressam olduğunu iddia ediyor.

私にだって善悪に区別はつく。

Doğruyu yanlıştan ayırabiliyorum.

ここがオーストラリアだってこと忘れてた。

Avustralya'da olduğumu unuttum.

「どうだった?」「急性虫垂炎だって」

"Nasıl gitti?" "Onun akut apandisit olduğunu söylediler."

トムがさ、憂鬱だって言うんだよ。

Tom bunalımlı olduğunu söylüyor.

トムがボストン出身だって知ってたよ。

Tom'un Boston'lu olduğunu biliyordum.

トムがオーストラリア出身だって知ってるよ。

Tom'un Avustralyalı olduğunu biliyorum.

それを思い悩んだって無駄だよ。

Onun hakkında endişelenmenin faydası yok.

私が嘘つきだって言ってるわけ?

Yalancı olduğumu mu söylüyorsun?

トムに嫌だって言えないんでしょ?

Tom'a hayır diyemezsin, değil mi?

オーストラリアって、素晴らしい国なんだって。

Onlar Avustralya'nın harika bir ülke olduğunu söylüyor.

男だって泣くことくらいあるさ。

Erkekler bile bazen ağlar.

あれは冗談だって言ったじゃん。

- Sana sadece şaka yaptığımı söyledim.
- Size sadece şaka yaptığımı söyledim.

新しい彼女ができたんだってね。

Duydum ki yeni bir kız arkadaşın varmış.

そのシャツは嫌いだって言ったよね。

- Sana bu gömlekten hoşlanmadığımı söylemiştim.
- Sana bu gömleği beğenmediğimi söylemiştim.
- Sana bu gömlekten nefret ettiğimi söylemiştim.

彼らにだってよい時代もあった。

Onlar daha iyi günler gördü.

間違いなく事故だったんだって。

Bunun bir kaza olduğuna eminim.

何でトムが病気だって知ってたの?

Tom'un hasta olduğunu nasıl bildin?

見て、モーツァルトを聴いて育ったトマトだって。

Bak, Mozart dinleyerek büyümüş domatesler!

スティーブ、あなたは末っ子なんだってね。

Steve, ailenin bebeği olduğunu duydum.

明日は真夏日になりそうだって。

Yarın çok sıcak bir yaz günü olacak gibi görünüyor.

トムがさ、憂鬱だって言ってたんだ。

Tom depresyonda olduğunu söyledi.

雲にだって乗れる もう迷いはない

Bulutlara çıkabilirim, artık gri değiller

誰にだって 時々 嫌な日もあります

Hepimizin ara sıra kötü günleri olur,

助かるよ 雪崩にだって使えるんだ

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

だって 実際に動物界を見てみると

Çünkü, hayvanlar alemine baktığımızda

そもそも始めたのはあっちだ」って

Bu arada bunu onlar başlattı."

それは君だってまちがいっこない。

Bunu yanlış anlayamazsın.

トムが今日透明人間を見たんだって。

Tom dün görünmez adamı gördüğünü söyledi.

ね、ね、あの店、ニューオープンだって!よってみない?

Bak! O dükkan az önce açıldı! Neden bir göz atmıyoruz?

今日が土曜日だってこと忘れてた。

Bugünün cumartesi olduğunu unuttum.

子供にだってそんな事は分かるよ。

Çocuklar bile onu anlayabilir.

- ダメだって言ったでしょ。
- 違うってば。

Hayır dedim.

ママは、私がきれいだって言ってるよ。

Annem benim güzel olduğumu söylüyor.

トムはいつだって俺の服装をいじる。

Tom her zaman elbiselerim üzerinde yorum yapar.

来年トムがオーストラリアに行く予定だって本当?

Tom'un gelecek yıl Avustralya'ya gideceği doğru mu?

トムがゲイだってこと知らなかったの?

Tom'un eş cinsel olduğunu bilmiyor muydun?

あれが嘘だって知ってるんでしょ。

Onun doğru olmadığını biliyorsun.

トムがメアリーのこと嫌いだって、本当なの?

Tom'un Mary'den hoşlanmadığı doğru mu?

何処にだって好きな所へ行けるよ。

İstediğin yere gidebilirsin.

トムがオーストラリア出身だって知らなかったの?

Tom'un Avustralyalı olduğunu bilmiyor muydun?

それから3つめがオチです カヤック? 何だって?

Sonra üçüncü şey - bam! - Kayak. Ne?

載せ続けることだって できたんです

gibi bir manşet atabilirlerdi.

そうです。原因だってわかってますよ。

Ve ona neyin neden olduğunu bildiğime eminim.

彼は彼らを助けない、私だっていやだ。

O onlara yardım etmeyecek, ben de etmeyeceğim.

何だって・・・いまだに運転できないのか?

Ne, hâlâ nasıl araba süreceğini bilmiyor musun?

どうして私がカナダ人だって分かったの?

Kanadalı olduğumu nasıl bildin?

More Words: