Examples of using "当たり!" in a sentence and their turkish translations:
Ve işte!
Kesinlikle.
Doğru!
“Evet, elbette,” demenin başlangıcıdır.
Bariz şeyleri söyleme.
Bizim oturma odası güneşli.
Onların konseri büyük bir başarıydı.
ABD, dünyadaki diğer tüm milletlerden
Onun başarısız olması hiç şaşırtıcı değil.
kaçınılmaz sona yaklaşmasını izlerken
- Orası kesin.
- Zaten öyle.
- Gayet tabii.
- Caddenin sonunda bir postane var.
- Sokağın sonunda bir postane var.
Rastgele sorular sordu.
O şimdilik yeterli olacaktır.
Elbisemin kumaşının fiyatı metre başına 10 Euro'dur.
Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
Farklı olmamız gerek, millet.
Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,
Yeni film büyük bir başarıydı.
O, CD'leri rastgele dinledi.
Öğretmenin tarafından azarlanman sürpriz değil.
O, oldukça yaygın olmuştur.
Ekvatorda her boylam derecesi için mesafe.
Her şeyi şansa bırakma.
Demokrasinin değerini bilmiyoruz.
O, iyi güneş alan bir evde yaşıyor.
Eczane yolun sonunda.
Koridorun aşağısında bir yangın var.
Önüme gelen her kitabı okurdum.
Çocukların sorun yaratması yaygındır.
Ben futbol oynarken bir top kafamın arkasına çarptı.
Bu yıl doğum günün haftanın hangi gününe rastlıyor?
Rastgele roman okurdum.
Onun başarısını doğal karşıladık.
O günlerde ara sıra roman okurdum.
Hırsını benden alma.
Bu şekilde ayarlanmış olmamız mantıklı
Birkaç ısırık geldi, ama bir balık yakalayamadım.
Güneşin altında bırakılmış süt kabı gibi kokuyordu.
Dünyanın başka yerinde bir benzeri yok.
Uçak kalktığında gergin olmak doğal.
Dairem bol güneş ışığı alır.
Bu oda güneş alır.
Bu oda çok güneş almaz.
Ne yazık ki, çocuk olarak, bu olanlara tanık oldum.
önemsemediğimiz basit, gündelik araçlar,
Banyo holün sonundadır.
Bu apaçık görünebilir ama senin kendi yazdığın cümleler en doğal görünüyor.
O, herkese karşı cana yakındır.
Rastgele beyanlarda bulunmamaya çalış.
Önüne geleni almayı bıraksan iyi edersin.
- Turnayı gözünden vurdum.
- Büyük ikramiyeyi kazandım.
Orta Doğu petrol fiyatları varil başına beş dolar fırladı.
Çocukların, çiftliği ziyaret etmeyi sevmeleri hiç şaşırtıcı değil.
Avrupa en kanlılara tanıklık etmek üzereydi Napolyon Savaşları günü savaşı.
Baktığınız her yerde depremin sebep olduğu hasarı görebilirsiniz.
O, filmleri çok sevdiği için, izleyebildiği kadar çok sayıda film izler.
Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.
Birkaç kitabı dikkatle okumak, birçok kitabı rastgele okumaktan daha iyidir.
"Ne oldu Tom?" Mary'ye sütyen bedenini sorduğumda, o bana sapık dedi." "Ne bekliyorsun?"
Gerçekten ne olduğunu görünce de gözyaşlarına hakim olamadı.
Günümüzde evlilik, kadınlar için mutlaka bir zorunluluk değil.
Herkes müzikalin büyük bir hit olmasını bekliyordu fakat o başarılı olmaktan çok uzaktı.
Dünya'nın karbondioksit emisyonlarının dörtte biri Amerika'dandır: Onun kişi başına düşen emisyonu dünyada en büyüktür.