Translation of "温かい" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "温かい" in a sentence and their turkish translations:

よし 生乾きだが― 温かい

Pekâlâ, kurudu sayılır ama sıcak.

温かいうちに食べよう。

Yemek sıcakken yiyelim.

つばめは温かい土地へ移る。

Kırlangıçlar sıcak iklime göç ederler.

彼は温かい心の持ち主です。

Onun sıcak bir kalbi vardır.

温かいうちに食べるといい。

Onu sıcakken yemek iyi olurdu.

何か温かい飲み物がほしい。

İçmek için sıcak bir şey istiyorum.

私たちは温かい歓迎を受けた。

- Biz sıcak karşılandık.
- Sıcak bir karşılamayla ağırlandık.
- Bizi sıcak karşıladılar.

彼らの温かい歓迎を嬉しく思った。

Onların sıcak karşılamaları beni mutlu etti.

温かい飲み物をご用意しましょうか。

Sana sıcak bir içecek hazırlayabilir miyim?

温かいウールのスカートを探しているのですが。

Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.

温かいお言葉ありがとうございます。

İçten sözleriniz için teşekkür ederim.

温かい風呂ほどよいものはありません。

İyi ve sıcak bir banyo yapmak gibisi yok.

彼女は老婦人に温かい微笑を投げかけた。

O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.

おいしい温かい夕食を作ってあげましたよ。

Sana güzel sıcak akşam yemeği pişirdim.

私は彼らの温かい手を決して忘れないだろう。

Onların sıcak ellerini asla unutmayacağım.

さあ、できたての温かいうちに食べてください。

Lütfen hâlâ sıcakken onu ye.

「生命が温かい泉で 誕生したとしたらどうだろう

"Ya yaşam, küçük, sıcak göletin birinde,

‎赤外線カメラを通すと ‎明らかだ ‎狙いはヒレの温かい血液

Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.

彼女は健康のためにもっと温かいところへ引っ越した。

O, sağlığı uğruna daha sıcak bir yere taşındı.

- 何か熱い飲み物がありますか?
- 何か温かい飲み物はありますか。

İçecek sıcak bir şeyiniz var mı?

貴殿はテニス肘と診断されました。温かいお湯に腕をつけてください。

Senin tenisçi dirseğin var. Kolunu sıcak suya batır.

- 彼女は優しい心の持ち主です。
- 彼女は心の温かい人なんです。
- 彼女は優しい心を持っています。

- Onun nazik bir kalbi var.
- Müşfik bir kalbi var.

More Words: